31 Ekim 2007 Çarşamba

Benzin ve Motorine Zam

95 oktan kurşunsuz benzin ve motorinin pompa fiyatları litrede 5'er YKr arttı.Yeni ayarlamayla Ankara ve İzmir'de 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı BP, OPET, Petrol Ofisi ve Shell istasyonlarında 2,90 YTL'den 2,95 YTL'ye çıktı.

İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakasında 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı da söz konusu istasyonlarda 2,91 YTL'den 2,96 YTL'ye yükseldi.

Ankara'da motorinin pompa fiyatı litrede BP, OPET, Petrol Ofisi ve Shell istasyonlarında 2.35 YTL'den 2.40 YTL'ye, İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakalarında 2.32 YTL'den 2.37'ye yükseldi.
Motorinin pompa fiyatı İzmir'de ise aynı istasyonlarda 2.31 YTL'den 2.36 YTL'ye çıktı.

Dağıtım firmalarının belirlediği tavan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle, şirketler ve şehirlere göre küçük çaplı değişiklik gösteriyor.Bu arada “kalorifer yakıtı” olarak bilinen 4 nolu fuel oilin fiyatı da litrede 4-5 YKr yükseldi.
Buna göre 4 nolu fuel oilin fiyatı, Ankara'da en düşük 1,63 YTL en yüksek 1,67 YTL, İstanbul'un Avrupa yakasında 1,61-1,63 YTL, Anadolu yakasında 1,61- 1,64 YTL, İzmir'de ise en düşük 1,60 YTL en yüksek 1.65 YTL oldu.

Aşırı stres yüzünden aort damarı yırtıldı


Şişli’deki işyerinden Kozyatağı’ndaki evine gitmek üzere yola çıkan 47 yaşındaki makine mühendisi Bayram Akkaya, trafiğin tıkanmasına sinirlenince aort damarı yırtıldı ve hastanelik oldu.

Tomografide, kalbinden çıkan ve beyne giden damarları besleyen ana damarda yırtık oluştuğu belirlenen Akkaya ameliyata alındı. Aortun yırtılan kesimi, yapay damarla değiştirildi.

Yüksek tansiyon hastası olan makine mühendisi Bayram Akkaya (47), önceki gün Şişli’deki işyerinden Kozyatağı’ndaki evine gitmek üzere yola çıktı. Köprüde akşam trafiğine takılan Akkaya’nın tansiyonu yükseldi. Göğsündeki ağrı nedeniyle yola devam edemeyip bir hastaneye giden Akkaya, tansiyonu düşürülerek evine gönderildi.

Bayram Akkaya, sabaha karşı göğsündeki ağrı yeniden şiddetlenince, kalp krizi şüphesiyle acil olarak hastaneye götürüldü. Kalbinden çıkan ve beyine giden damarları besleyen ana damarda yırtık oluştuğu belirlenen Akkaya, hemen ameliyata alındı.

Aortun yırtılan kesimi, yapay damarla değiştirildi. Her gün sabah ve akşam birer saatinin trafikte geçtiğini söyleyen Bayram Akkaya, "Trafiğin durumunu görünce çok gerildim. O sırada hiçbir şey yapamamak beni çok sinirlendirdi. Zaten yüksek tansiyonum vardı. Demek ki o sırada fırladı" dedi.

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süha Küçükaksu, bu tip ameliyatlarda yüzde 15-20 ölüm riski olduğunu belirtti. Prof. Küçükaksu, şunları söyledi:"Bu gibi durumlarda ölüm riski her saat başı yüzde bir artar. O sırada tansiyonunu düşürdük, rahatlattık. Tansiyon kontrol altına alındı. Sabah saat 8.30’da ameliyata girdik. Bu ameliyatlar kalp cerrahisinin en riskli ameliyatlarıdır. Genelde bu tip ameliyatların yüzde 15-20 civarında ölüm riski vardır. Çünkü damar yırtıldığı için ve damar tabakaları kanla ayrıştığından dikiş tutmayabilir. Çok büyük bir damar olduğu için kalpten çıkan bütün kan bu damardan geçiyor. Hastanın göğsünü açtığımızda kalp zarının içi kan doluydu. Bu da gösteriyor ki hastamızı dakikalar içinde ameliyata almakla kurtarabildik."

30 Ekim 2007 Salı

Bu coşku bir başkaydı


29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yurtta bu yıl başka bir coşkuyla kutlandı. İstanbul'daki ilk tören Vatan Caddesi'nde yapıldı.
Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile caddeyi dolduran yaklaşık 15 bin kişi, geçit töreni sırasında askeri birlikleri alkış yağmuruna tutup, ''Kahrolsun PKK'', ''Türk ve Kürt kardeştir'', ''Şehitler ölmez, vatan bölünmez'' sloganları attı.
Tören İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Koçman ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın vatandaşların bayramını kutlaması ile başladı. Geçit töreninde, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait F 16'lar ile helikopterler gösteri uçuşu yaptı.

KÖPRÜDE IŞIK GÖSTERİSİ

Cumhuriyet'in 84. yıldönümü nedeniyle İstanbul'da hava fişek ve ışık gösterileri de yapıldı. Boğaz Köprüsü ile Kız kulesi arasında 16 değişik noktada oluşturulan platformlardan atılan 48 bin havai fişek izleyenlere muhteşem bir gece yaşattı. 15 dakika süren gösteri sırasında köprü üzerine kurulan 42 ateşleme sistemi ile 800 metre uzunluğunda ateş şelalesi oluşturuldu. Vatandaşların rahat izlemesi için otobüs seferleri düzenlenirken, teknelerle vatandaşlar boğaza taşındı. 2.5 milyon YTL'ye mal olan gösteri Tuluyhan Uğurlu'nun bestelediği müzik eşliğinde yapıldı. İstanbul Valisi Muammer Güler'in Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlediği resepsiyon da coşkulu geçti. Kadıköy Belediyesi'nin gece düzenlediği "Cumhuriyet'e Bağlılık ve Şehitlere Saygı" yürüyüşüne ise rekor düzeyde katılım oldu. 100 binden fazla kişinin katıldığı yürüyüş, Suadiye ışıklarda start aldı. Kortej yaklaşık 5 kilometre yürüdü. "Şehitler ölmez vatan bölünmez", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Her Türk asker doğar" şeklinde sloganların atıldığı yürüyüş 3 saat sürdü. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Göztepe'de sona eren yürüyüş sonunda yaptığı konuşmada, "Dev uyandı artık. Bugün milyonlar yürüdü. Bizim tek yurdumuz var, o da Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'dir" dedi.

DİĞER İLLERDE

Katılımın özellikle Güneydoğu Anadolu'da geçen yıllara göre daha yoğun olduğu gözlendi. Hakkâri'nin Yüksekova ilçesindeki kutlamalara yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Terör örgütünün 12 askeri şehit ettiği Dağlıca'ya 30 kilometre mesafede bulunan Kamışlı köyündeki Mehmetçik- Basın İlköğretim Okulu'nda öğrenciler, Cumhuriyet Bayramı ve barış için beyaz güvercinler uçurdu. Diyarbakır'daki törenlerde terör örgütü PKK'ya lanet yağdı. Bölgede terör yuvalarını bombalayan F- 16 savaş uçakları gösteri uçuşu yaptı. Törenlere 3 bin kişi katıldı. Kocaeli'nin Körfez ilçesinde AKP milletvekili Muzaffer Baştopçu'nun türbanlı eşini protokole getirmesi üzerine İlçe Garnizon Komutan Vekili Yarbay Vedat Göger ve beraberindeki askerler töreni terk etti.

Türk Yıldızları Nefes Kesti



AKM Tören Alanı'ndaki resmi geçit, büyük beğeni ve alkışlarla izlenen Türk Hava Kuvvetleri Akrobasi Timi Türk Yıldızları'nın gösterisiyle tamamlandı.

Bir başkadır Cumhuriyet



Türkiye Cumhuriyeti'nin 84. yılı, son terör saldırılarına oluşan tepki nedeniyle daha bir coşkuyla kutlandı dün... 7'den 77'ye herkes ellerinde bayraklarla alanlarda ve törenlerdeydi. Sloganlar da "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" şeklindeydi...

Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde dün sabah Ankara'daki ilk tören Anıtkabir'de yapıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Atatürk'ün cumhuriyetin kuruluşuyla belirlediği ideallere Türkiye'nin her zamankinden daha yakın olduğunu belirterek, "Tarihimizden ve sahip olduklarımızdan güç alarak cumhuriyetimizi ilke ve kazanımlarıyla koruyarak yarınlara el birliğiyle taşıyacağız" dedi.

DTP'den kimse yoktu
Anıtkabir'deki törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, bakanlar ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
Törene, DTP'nin Meclis Grubu'nu temsilen katılımın olmaması dikkat çekti.
Gül, Anıtkabir Özel Defteri'ne önceden yazılmış yazıyı imzaladı. Gül'ün daha önce 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in tersine, imzaladığı yazıyı okumaması dikkat çekti.
Gül, yazısında şu ifadelere yer verdi:"Bugün aynı zamanda cumhuriyetin kuruluşuyla belirlediğiniz ideallere her zamankinden daha yakın olmanın kıvancını yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, gösterdiğiniz muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefi doğrultusunda kararlılıkla ilerlemektedir. Millet ve devlet olarak 84 yılda ulaştığımız seviye ile gurur duymakla birlikte ülkemizi dünyada hak ettiği konuma yükseltmek için çalışmalarımızı anlayış birliği içinde sürdürüyoruz. Tarihimizden ve sahip olduklarımızdan güç alarak cumhuriyetimizi ilke ve kazanımlarıyla koruyarak yarınlara el birliğiyle taşıyacağız.

Güçlü ve müreffeh Türkiye

Dünya ile her alanda rekabet eden, mutlu insanların yaşadığı, güçlü ve müreffeh Türkiye'yi hep birlikte kuracağız. Böyle bir Türkiye varlığımızın teminatı çocuklarımıza ve gençlerimize bırakabileceğimiz en değerli armağan olacaktır. Bu amaçla gösterdiğimiz çabalar, şanlı geçmişimize ve bu ülkeyi kuran nesillere olduğu kadar bugünümüze ve aydınlık geleceğimize karşı da en büyük sorumluluğumuzdur."Gül'ün Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalamasının ardından tören alanındaki Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve öğrenciler, Atatürk'ün kabri önünden saygı geçişi yaptı.

Onbinler Anıtkabir'de

Cumhuriyet Bayramı nedeniyle onbinlerce vatandaş da Anıtkabir'e akın etti. Resmi internet sitesindeki verilere göre, Anıtkabir'i dün toplam 203 bin 576 kişi ziyaret etti. Anıtkabir'deki törene bazı subayların küçük çocuklarını da getirmesi dikkat çekti. Yüzbaşı Tayfun Sargın'ın kucağındaki 2.5 yaşındaki Zeynep Sargın, törene katılanların ilgi odağı oldu. Küçük Zeynep, elinde bayrakla babasının kucağında saygı duruşunda bulundu ve asker selamı verdi. Yüzbaşı Sargın, kızını daha önce de Anıtkabir'e getirdiğini söyledi.

29 EKİM TÜM YURTTA COŞKUYLA KUTLANDI




PKK şiddetten vazgeçmezse Kürtleri de kaybeder

BARZANİ, MİLLİYET ARACILIĞIYLA TÜRKİYE'YE MESAJ VERDİ

Barzani: "Ben Türk milletinin dostuyum, düşmanı değil. PKK ya şiddetten vazgeçecektir ya da yalnız Türkiye'yi değil, bütün Kürt ulusunu karşısında bulacaktır. Türkiye'nin güvenliği açısından biz Kürtler tehdit değiliz ve olmayız." Barzani: "Onlarca defa söyledim, yine söylüyorum: Silahın, şiddetin zamanı geçmiştir. PKK silah bırakmalıdır. Artık olması gereken barışçı yoldur. Kürt sorunu çözüldükçe PKK da biter. Bize haksızlık yapılıyor."

Hasan Cemal

Kuzey Irak'ta
SELAHATTİN, KUZEY IRAK

Habur'dan geçen cuma günü giriş yaptım Kuzey Irak'a. Sınır kapısının üstünde, "Irak Kürdistan Bölgesi'ne hoş geldiniz" yazıyordu.Irak bayrağı yoktu.Kırmızı, beyaz, yeşil renklerle, ortasında sarı güneş figüründen oluşan Kürdistan yönetimi bayrağı dalgalanıyordu bir tek...
Dört yıllık bir aradan sonra ilk kez geliyorum bu topraklara. Son defa 2003 yılı kasım ayında Bağdat'tan dönerken buralarda bir süre sağa sola bakınarak Türkiye'ye dönmüştüm.Kaç gündür dolaşıyorum.

Erbil, Kerkük, Süleymaniye, Selahattin... Herkesin gözü kulağı Türkiye'de. Radyolarda, televizyonlarda birinci haber de, sonuncu haber de bizimle ilgili.Türkiye operasyon yapacak mı?Sınırlı mı olacak? Yoksa büyük harekât mı? Şantaj mı yapıyor Ankara? Yoksa ciddi mi? Ama konuştuğum herkes, 'kritik bir hafta'ya girildiğinin çok iyi farkında. Onun için de tedirginlik atmosferi gitgide elle tutulur hale geliyor.

Ama bu arada bir nokta hemen her sohbetimde özellikle vurgulanıyor:Operasyon çare değil!'Türkiye kötü haber'Ve şu izlenim şekilleniyor:Halkta, sokaktaki adamın gözünde Türkiye gitgide kötü haber haline geliyor. Kürtlerin arasında Türkiye'ye karşı husumet duyguları yükselmeye başlamış...
Ne yazık ki öyle.
İzlenimlere hafta içinde devam edeceğim. Köşemde önce Kuzey Irak'taki bir numaranın, Irak Kürtdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani'nin gazetemiz Milliyet'e pazar günü yaptığı açıklamalar yer alıyor. Barzani'yle ilk kez 1993'te Dohuk'ta uzun bir görüşme yapmıştım. Son mülakatım ise dört yıl önce 2003'ün kasım ayında yine Selahattin'de gerçekleşmişti. Bu sefer farklı olan, Selahattin'de ve Başkanlık Sarayı'nda güvenlik önlemlerinin olağanüstü sıkılaştırılmış olmasıydı.
Barzani'nin kartal yuvasını andıran karargâhı ve Başkanlık Sarayı dağın tepesinde, Seri Reş'de.
İlginçti. Büyük bir toplantı salonunun ortasındaki upuzun bir masaya karşılıklı olarak oturduk. Kürtçe, Türkçe ve İngilizce bilen dört çevirmen iki yanımıza sıralandılar.
Barzani'nin sağ yanında Başkanlık Divanı Başdanışmanı Dr. Fuat Hüseyin oturuyordu. Barzani arada bir ona danışıyor, onun önüne verdiği notlara göz atıyordu.
Namık Durukan birkaç kare fotoğraf ve görüntü aldıktan sonra dışarı çıktı. Mesud Barzani, Celal Talabani'den biraz farklıdır. Pek güler yüzlü sayılmaz. Genellikle sıkar kendini. Samimiyetini, sıcaklığını ise ancak yüz çizgilerini gevşeterek belli eder. Gülmesi öyle kolay değildir.

"Türkiye'de yangın var!" diye söze girdim. 1 ayda 45 şehit!
PKK'ya karşı ne yapacaksınız diye sordum.
Barzani önce mesajlarını verdi.Tırnak içindeki sözleri şöyleydi:"Ben Türk milletinin dostuyum, düşmanı değil. Türk halkının, Türkiye'nin dostuyum."
"Kürtlerle Türkler kardeştir, öyle kalmalı ve yaşamalıdırlar."
"Aramızda düşmanlık olmamalı."
"Türkiye'nin güvenliği açısından biz Kürtler tehdit değiliz ve olmayız."
"Türkiye'nin de, bizim de ortak çıkarımız birlikte barış içinde yaşamaktır."
"Bize haksızlık yapılıyor. Biz öteden beri Türkiye'yle dostluk istiyoruz ve bunu hep gösterdik Türkiye'ye..."
'PKK silah bırakmalı'
"Onlarca defa söyledim, PKK silah bırakmalıdır diye... Silahın, şiddetin zamanı artık geçmiştir diye... Şimdi de söylüyorum. Silahın, şiddetin zamanı geçmiştir. PKK silah bırakmalıdır. Artık olması gereken barışçı yoldur."
"PKK ya şiddetten vazgeçecektir, ya da yalnız Türkiye'yi değil, bütün Kürt ulusunu karşısına alacaktır."

Mesajlarının özeti böyleydi. Mesud Barzani, Türk kamuoyundaki yangının farkında olduğunu, bundan kaygı duyduğunu belirtiyor.
Şu sözler Barzani'nin:"Türk kamuoyunda sorunun rotasını değiştirmek isteyenler var. Sanki sorunun nedeni bizmişiz gibi bir hava yaratılıyor. Bu doğru değil. Ben hayatım boyunca savaştım. Ama bir gün bile şiddete, teröre inanmadım. Hiçbir zaman da izin vermedim şiddete. Biliyorum askerler öldü, şehit oldu. Bundan dolayı duyduğumuz üzüntüyü acıyı hem kamuoyuna duyurduk hem de şehitlerin ailelerine. Acılarını paylaştık. Şimdi de PKK'nın rehin aldığı askerlerin serbest bırakılmasına çalışıyoruz."

Medyadan yakınıyor

Türk medyasındaki havadan yakınıyor Barzani. Hürriyet'in adını zikrediyor. Bu arada cebinden bir kâğıt çıkarıyor, gözlüğünü taktıktan sonra Ertuğrul Özkök'ün adını okuyor.
Belli çok alınmış...
Sesinde sinirli titreşimler tepki veriyor:"Beni yok etmek çözüm mü olacak?..
Sorunlar bitecek mi?.. Kabul edilemez bir üslup bu. Ben kardeşlikten yanayım. Barış ve dostluktan yanayım. Şiddete karşıyım. Ama halkımın haklarını da sonuna kadar savunurum. Bundan da korkmam. Kimseye boyun eğmem. Şantaj dilini, tehdit dilini sevmem, hiç sevmedim. Ben dostuyum Türkiye'nin. Ama değil Türkiye'den, kimseden de talimat almam."

Mesud Barzani, açıklamaları sırasında Türkiye'de 'askerin tutumu'nu da eleştirmekten geri kalmıyor. Türk kamuoyunun bu noktayı da sorgulaması gerektiğini söylüyor.
Sözlerinin özeti şöyle: "PKK olayı ve saldırılar son birkaç ayın olayı değil ki. Sanki böyle bir hava yaratılıyor. Herkes sorsun kendine. Türk askeri 23 yıldır neden bitirmedi PKK'yı? Bu soruyu da sorun. Şimdi neden bu başarısızlık başkalarına havale ediliyor ki?.."

Barzani, PKK bahane gibi kullanılmakta demeye getiriyor.
Şöyle devam ediyor:"Tecrübe gösterdi ki bu sorun, askeri yolla, savaşla çözülmüyor. Geçmişte yaşadık bunu. Askeri operasyonlar kaç defa yapıldı. Bir ikisine biz de katıldık, ne oldu? Yine sorun devam ediyor. Gelin nedenlerin üzerine yürüyelim. Nedenleri çözmeden, bir sonuç olan PKK'yı çözemeyiz. Yıllar bunu göstermedi mi? Kürt sorununu barışçı, demokratik yollardan çözmek için işbirliği yapalım. Kürt sorunu çözüldükçe PKK da biter."
Bir noktayı belirtiyorum:"PKK'nın terör ve şiddeti, bir yandan derin acılara, kan ve gözyaşına yol açıyor. Ama aynı zamanda demokrasiyi sevmeyenlerin, hukuktan hoşlanmayanların ve Türkiye'nin AB yolunu kesmek ve ABD ile arasını açmak isteyenlerin de değirmenine su taşıyor. Bütün bunların size bir yararı var mı? Demokratik, AB yolunda bir komşu mu istiyorsunuz, yoksa tersi mi? Örneğin Baasçı bir Türkiye mi?"
Barzani, bu sorumu herhangi bir kuşkuya yer bırakmadan yanıtlıyor. Demokrasiyle yönetilen, AB yolunda ve Amerika'nın dostu bir Türkiye'yle komşu olmanın kendi çıkarlarına da olduğunu belirtiyor.

'Erdoğan iyi demeç veriyor'
Soruyorum yine:"Peki, o zaman PKK'yı durdurmak için ne yapacaksınız? PKK, Türkiye'de Baasçıların elini güçlendiriyor."PKK'nın silah ve şiddetten vazgeçmesi gerektiğini yineliyor, şöyle devam ediyor Barzani:"Dökülen kandan elbette ki mutlu değiliz ve hiçbir zaman da mutlu olmayacağız. Kan dökülmesini durdurmak için elimizden geleni yaptık ve yapacağız. Bu çabamızdan da gurur duyacağız. Ama bu arada Türkiye de bir şeyler yapmalı demokrasi çerçevesinde barışçı çözüm için. Bazı adımlar atmalı. Bunların arasında af da düşünülmelidir, dağdakileri indirmek için... Başbakan Erdoğan'ı izliyorum. Bazen çok iyi demeçler veriyor Kürt meselesiyle ilgili, PKK'nın silah bırakıp dağdan inmesi için..."

'Muhatap almadan bir şey isteniyor'
Şöyle devam ediyor Barzani:"PKK geçen yıl da ateşkes ilan etti. Biz de bunun için baskı yapmıştık. Asker ise böyle bir ateşkes ilan edilmemiş gibi davrandı, algısı bu oldu. Barışçı çözüm için bir niyet, bir siyasal irade olursa, yol açılır barışçı çözüme doğru..."

Barzani'nin bir eleştirisi daha var Ankara'ya yönelik:
"Benimle konuşmuyorsun Türkiye olarak. Beni muhatap almıyorsun. Benimle diyalog kurmuyorsun. Sonra da benden bir şey istiyorsun PKK'ya karşı... Bu nasıl iş?.. Bu arada biz de Türkiye'den güvence istiyoruz, bütün bu askeri önlemler bize karşı değildir diye..."

Mesud Barzani, anayasal olarak Irak'ın bir parçası olduklarını belirtiyor. TBMM'den çıkan tezkerenin bu noktayı göz ardı ettiğini söylüyor, soruyor:"Türkiye'nin, Irak'ın Kürdistan bölgesine yönelik düşmanlığı nedir, söyler misiniz? Yoksa esas mesele PKK değil de biz miyiz Ankara'dakilerin gözünde?.."Barzani'nin, Başbakan Erdoğan ve AKP ile asker arasında siyasal bir rekabetin varlığına inanan bir üslubu da var.

Anlaşılan o ki:Hükümetin Kuzey Irak'ta operasyona çekilerek zayıflatılmak istendiğine ilişkin bir soru işaretinin çengeli Barzani'nin zihninde kıvrılıyor.
Bir saati aşan konuşmamızı şöyle bitiriyor Barzani: "Tekrar ediyorum. Ben Türk milletinin düşmanı değil, dostuyum. İşbirliği yapalım ve sorunun barışçı yollardan çözümü için kapıyı açalım. Bunun için, zemini hazırlamak için biz de buradan elimizden geleni yaparız."

Kapının önüne çıkıp bir de ayakta Namık Durukan'a son birkaç kare poz verdikten sonra Mesud Barzani'yle vedalaşıyoruz.
Bu topraklardan izlenim ve röportajlara devam edeceğim. Yarınki yazı başkent Bağdat'tan...

DTP ile asker ilk kez aynı resepsiyonda


Gül'ün ilk 29 Ekim resepsiyonundan notlar şöyle:

Gül, resepsiyon için gönderdiği davetiyelere sadece koyu renk elbise şartı koydu. Gül, böylece resepsiyon davetiyelerindeki 'smokin' ifadesini kaldırdı. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer dönemindeki resepsiyonlar için gönderilen davetiyelerde, öncelikle 'smokin' giyilmesi ibaresi bulunuyordu. Bunun yanı sıra 'koyu renk elbise' giyilebileceği de belirtiliyordu.

Meclis'teki kabule, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da milletvekillerinin çoğunluğu ilgi göstermedi. CHP, Gül'ü protesto kararı çerçevesinde kutlamaya gelmedi. AKP grubundan da katılım düşük oldu.

MHP lideri Devlet Bahçeli, MHP'liler Oktay Vural, Deniz Bölükbaşı, Mehmet Şandır'la katılırken, DSP'li Ahmet Tan ve Recai Birgün de resepsiyonda hazır bulundu.

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, ÖDP lideri Ufuk Uras, Bağımsız Rize Milletvekili Mesut Yılmaz katılmadı
DTP Grup Başkanı Ahmet Türk ile DTP'li milletvekilleri Sırrı Sakık ve Selahattin Demirtaş resepsiyona katıldı. Askerler ile DTP'liler salonda birbirinden en uzak köşelerde durdu.

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in katılmadığı resepsiyonda, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, YSK Başkanı Muammer Aydın, bakanlar ve elçiler de hazır bulundu.

Resepsiyona, Türkiye Musevileri Hahambaşı İshak Haleva, Ermeni Patriği II. Mesrob Mutafyan da katıldı.

26 Ekim 2007 Cuma

Kanserli hücreye buz topu


Kanser hücrelerinin dondurularak ortadan kaldırılmasını sağlayan "kriyoterapi" yöntemi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde uygulanmaya başlandı.

Kanser tedavisinde uygulanan "ameliyat" ve "ışın tedavisi" yöntemlerine alternatif olan "kriyoterapi" yöntemi, Türkiye'de ilk defa Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı "Üroonkoloji Ünitesi"nde uygulandı. GÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Sinan Sözen'in başkanlığındaki ekip tarafından, 2 prostat ve 1 böbrek kanseri hastası önceki gün "kriyoterepi" yöntemi uygulanarak ameliyat edildi.

Yöntemin 2000'li yıllardan itibaren Avrupa'da ve ABD'de birçok merkezde uygulandığını ve başarılı sonuçlar alındığını söyleyen Sözen, "Yaptığımız 3 ameliyat da son derece başarılı geçti. Hastalarımız, 12 gün içinde sosyal yaşamlarına dönebilecekler" dedi.

Buz topu oluşuyor

Sözen, prostat kanserinde kriyoterapi tedavisinin ultrasonografi eşliğinde, böbrek kanseri tedavisinin de bilgisayarlı tomografi ve laparoskopik (ufak kesiler açılarak vücudun içinin kamera yardımıyla görüntülenmesi) yöntemle yapıldığını belirterek şunları kaydetti:

"Böbrek veya prostat dokusundan kaynaklanan tümörün yeri kesin olarak tespit ediliyor ve tümörün içine özel iğneler yerleştiriliyor. Bu iğnelerden doku içine basınçlı olarak Argon ve Helyum gazı verilerek dokunun sıcaklığı yaklaşık (20) dereceye kadar düşürülüyor.

Bu sıcaklıkta hiçbir hücre yaşayamadığı için tümör dokusu yok olmaya başlıyor. Donmaya devam eden doku, giderek büyüyen buz topu haline geliyor. Oluşan buz topunun, kanserli dokunun tamamını yok edecek kadar büyüdüğünden emin olduktan sonra işleme son veriyoruz."

Kanserin erken evresi

Sözen, şunları söyledi: "Yöntem, kısmi organla sınırlı, erken evre ya da organın sınırlarını aşmamış, erken evrede tanı konulan böbrek tümörü ve prostat kanseri hastaları için kullanıldığında başarı şansı çok yüksek. Bu tedavi ile yaşı veya mevcut hastalıkları (diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları gibi) nedeniyle ameliyat edilemeyen hastalar da tedavi olma şansına sahip oluyorlar."

Kürt temsilcilerin de bulunduğu Irak heyetine "soğuk" karşılama

PKK ile mücadele konusunda atılacak adımları belirlemek için aralarında Kürt grupların temsilcilerinin de ilk kez yer aldığı üst düzey Irak heyeti Ankara'ya geldi. Heyet başkanı Irak Savunma Bakanı Muhammed Cassim "Ankara'ya somut önerilerle geldik" demesine rağmen, iki bakan yer alan heyetin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı tarafından karşılanması ve dün akşam yapılması beklenen görüşmelerin bugüne ertelenmesi "soğuk karşılama" yorumuna neden oldu.

Barzani'nin temsilcisi heyette
Irak Savunma Bakanı Cassim'in başkanlık ettiği heyette Irak merkezi hükümetinden Irak İç Güvenlik Bakanı Şirvan El Vaili, Irak İstihbarat Başkanı General Faysal Doski, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Aydın Halit, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ledid Abbasi, Savunma Bakanlığı sözcüsü Muhammed Askeri ve Dışişleri Bakanlığı danışmanı Refik Abbavi yer aldı. Irak heyetinde Timothy Stewart isimli bir Amerikalı binbaşının yer aldığı bildirildi.

Heyette daha önce Türkiye'ye gelen "Irak hükümet heyetlerinde" yer almayan Kuzey Iraklı Kürt siyasi gruplardan iki temsilci de katıldı. Irak'taki yerel Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani'nin başkanlığını yaptığı Kürdistan Demokrasi Partisi (KDP) Dış İlişkiler Temsilcisi Seffin Dizai ile Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin başkanlığını yaptığı Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Polit Büro Temsilcisi İmad Ahmed'in bugünkü görüşmelere katılması bekleniyor. Dizai Milliyet'in sorusu üzerine, "Irak heyetinin bir parçası olarak buradayım" dedi.

İki bakanı bir müdür vekili karşıladı

İkisi bakan 9 kişilik Irak heyeti Esenboğa'nın VIP salonunda müsteşar ya da müsteşar yardımcısı yerine sadece Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan karşılarken Dışişleri Bakanlığı'ndan başta Irak Özel Temsilcisi Oğuz Çelikkol olmak üzere hiçbir yetkilinin de bulunmaması dikkat çekti. Heyete tahsis edilen makam araçların da Dışişleri Bakanlığı yerine Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından karşılandığı öğrenildi.

Ankara kabul etti
Kürt grupların temsilcilerinin heyette yer alması konusunda Dışişleri Bakanlığı sözcülüğü, "Zaten bu grupların Ankara'da temsilcilikleri var ve dönem dönem Ankara'ya geldiklerinde Dışişleri Bakanlığı'yla görüşüyorlar" değerlendirmesini yaptı. Irak kaynakları da Kürt temsilcilerin heyette yer alması üzerinde Babacan'ın Bağdat ziyareti sırasında mutabakata varıldığını belirtti.

Görüşmeler sabaha kaldı

Güvenlik gerekçesiyle Polisevi'nde kalan heyetin burada Türk heyetiyle dün akşam yapması beklenen yemekli toplantının da bu sabaha ertelendiği öğrenildi. Heyet de bunun üzerine Irak Büyükelçisi Sabah Ümran'ın evinde verdiği yemeğe katılmakla yetindi.

Irak'ta her yerde terörist var

Savunma Bakanı Cassim gece yaptığı açıklamada, "Somut adımlarla geldik, somut adımlar teklif edeceğiz" diye konuştu. Görüşme programlarının henüz belli olmadığını belirten Cassim, terör örgütü elebaşlarını teslim edip etmeyeceklerinin sorulmasına net bir yanıt vermeyerek, "Irak’ta her yerde terörist bulunduğunu" belirtti.

PKK'lılar ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor



Irak yönetimi ve ABD, PKK'lı teröristlere ulaşamayacaklarını söylerken AP haber ajansının dün Türkiye sınırı yakınlarında çektiği bir fotoğraf gerçeği tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi.
AP'nin Türkiye sınırına birkaç kilometre mesafede Zaho yakınlarında çekildiğini belirttiği bu fotoğrafta, omuzlarına silah asılı iki PKK'lı teröristin ana yolda ellerini kollarını sallayarak nasıl dolaştığı gözler önüne seriliyor.

ASKERİ HAREKETLİLİK SÜRÜYOR

Hakkari'deki terör saldırısının ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak sınırında başlattığı yoğun askeri hareketlilik devam ediyor.

Türk jetleri Kuzey Irak sınırındaki keşif uçuşlarına devam ederken, sınırda konuşlanan Türk topçu birlikleri Kuzey Irak'ı bombalıyor.

Kuzey Irak'ın sıfır noktasında yer alan Türk karakolları ve mevzilerinden de gece görüş dürbünleriyle tespit edilen alanlar kurşun yağmuruna tutuluyor.

PKK'lı teröristlerin bir kısmının daha önce bulundukları ve rahat hareket ettikleri sınır kesimindeki noktalardan ayrılarak küçük gruplar halinde derin vadilere geçtikleri kaydediliyor.

Anayasa paketine CHP itiraz edecek

Anayasa değişikliği paketi CHP tarafından iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürülüyor. CHP istemini, oy verme süreci başladıktan sonra, paketin içeriğinde değişiklik yapıldığı gerekçesine dayandıracak.16 Haziran'da 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından referanduma götürülen pakette, "11. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçileceğine" yönelik geçici 19. madde ile bu maddenin uygulanmasını sağlayacak geçici 18. madde yer almıştı. Bu maddelerin ve Gül'ün konumunun tartışma çıkarması üzerine AKP, bu maddelerin paketten çıkarılmasına yönelik bir teklif hazırladı. Teklif, TBMM tarafından referandumdan 5 gün önce kabul edildi. Ancak, tartışma bitmedi, üstelik yeni tartışmalara kapı açtı. Bazı uzmanlar, cumhurbaşkanının referanduma götürdüğü pakette TBMM'nin değişiklik yapamayacağını savundu.

CHP'nin itirazları şöyle:

TBMM, 22. dönemde paketle ilgili iradesini ortaya koymuş, ancak, cumhurbaşkanı bunu referanduma göndererek halkın iradesine başvurmuştur. Değişiklik, vekil iradesinden çıkıp halkın onayına sunulmuştur.

Referanduma sunulacak paket yasalaşmadan, pakette yeni düzenleme yapılmıştır. Üzerinde oy kullanma işlemi başlamış olan pakette değişiklik yapılmış, geçici maddeler ortadan kaldırılmıştır.
Bir düzenleme yapılırken mevcut (görevdeki) kişilerin statüleri etkileniyorsa, konumlarının ne olacağı geçici maddelerle gösterilmelidir.


Bütün süreç fiilen yeni bir içtüzük ihdası anlamına gelmektedir. Yetki gaspı da bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Çarşı'dan ağır mesaj


Beşiktaş-Liverpool maçında BJK İnönü Stadı adeta bayram yeri gibiydi. Siyah-beyazlı taraftarlar, son günlere yaşanan terör olaylarına dev Türk bayrağı ve tezahüratlarıyla tepkisini gösterirken, kapalı tribünde açılan pankartla duyarlılığını gösterdi.

Beşiktaş'ın sosyal mesajları ve tribün şovlarıyla ünlü taraftar grubu Çarşı, son günlerde yaşanan olaylara kayıtsız kalmadı. Liverpool maçında kapalı tribünde açılan pankart çok anlamlıydı.



30 cesetle kaçtılar

Yeşilova Hudut Karakolu’na önceki gece saldırmaya hazırlanan 100 kadar teröristin püskürtüldüğü haberini, Genelkurmay da dün doğruladı. Açıklamada, saldırı öncesi tespit edilen kalabalık terörist grubun anında yoğun ateş altına alındığı, ateşin grup kaçarken de sürdüğü ve en az 30 PKK’lının etkisiz hale getirildiği yer aldı.

Genelkurmay Başkanlığı, Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’ne bağlı Derecik köyü yakınlarındaki Yeşilova Hudut Karakolu’na saldırmaya kalkışan 80-100 kadar terörist grubunun püskürtülmesiyle ilgili dün açıklama yaptı. Açıklamada 30’dan fazla teröristin öldürüldüğü 25’inin de yaralandığı kaydedildi. Doğan Haber Ajansı’nın önceki gün verdiği, dünkü gazetelerde de yer alan, ’PKK’nın ikinci baskını püskürtüldü’ başlıklı haberdeki PKK’lı teröristlerin, salı akşamı Şemdinli’nin Derecik yakınlarındaki Yeşilova Jandarma Karakolu’na saldırı girişiminin detayları Genelkurmay Başkanlığı açıklamasıyla belli oldu.

ANINDA YOĞUN ATEŞ
Genelkurmay açıklamasında, 23 Ekim 2007 günü saat 22.00 sıralarında, Türkiye-Irak sınırı üzerinde konuşlu Yeşilova Hudut Karakolu’ndaki güvenlik güçlerinin, saldırı hazırlığındaki kalabalık bir terörist grubu yoğun ateş altına aldığı belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: "23 Ekim 2007 günü, saat 22.00 sıralarında, Türkiye- Irak sınırı üzerinde konuşlu Yeşilova Hudut Karakolu tarafından, kalabalık bir terörist grubu saldırı hazırlığı halindeyken tespit edilmiş ve terörist grup tank, topçu ve diğer ağır silahlarla anında ve yoğun ateş altına alınmıştır. Irak topraklarına kaçmaya başlayan terörist grup, ateşle takip edilmiştir. Olaydan sonra bölgedeki kaynaklardan ve diğer vasıtalardan elde edilen istihbarat bilgilerinden, 30’dan fazla teröristin etkisiz hale getirildiği değerlendirilmiştir. Arazi arama ve tarama faaliyetleri devam etmektedir."

Erdoğan'dan Rice'a cevap

Başbakan Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret için gittiği Romanya'nın başkenti Bükreş'te, Başbakan Calin Popescu Tariceanu ile birlikte basının karşısına çıktı ve ABD'ye sert mesajlar gönderdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Condoleezza Rice'ın açıklaması çok farklı şekilde geliyor. Bizim sınır ötesi operasyon yapmamamızı temenni edebilirler ama yapmamız gerektiğinin kararını biz veririz” dedi.

Erdoğan, Bükreş'teki Victoria Sarayında Romanya Başbakanı Calin Popescu Tariceanu ile yaptıkları ikili görüşmeler ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın “Kuzey Irak'a girmeyin, üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz” şeklindeki sözlerinin “yeni bir gelişmenin habercisi olup olmadığı”na ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi:

“Tabii, Condoleezza Rice'ın açıklaması çok farklı şekilde geliyor. Bizim sınır ötesi operasyon yapmamamızı temenni edebilirler ama yapmamız gerektiğinin kararını biz veririz. İnsana sormazlar mı? 'Amerika, on binlerce kilometre öteden Irak'a niye geldi? Bir rahatsızlığı mı var?' Amerika'nın Irak'tan ne rahatsızlığı var? Şu anda stratejik bir müttefik olarak Amerika bizimle hareket etmek durumundadır. Onlarla Afganistan'da beraber hareket ettik.

Dolayısıyla, gerek şahsım, gerekse Cumhurbaşkanımız... Başkan Bush'la, Condoleezza Rice'la yaptığımız görüşmelerde bunları kendilerine ilettik. Ulusal bazda da uluslararasında da yapmamız gereken neyse bu konuda, terörle mücadele bugüne kadar attık, şimdi de bu adımı atmaya mecburuz ve atacağız.”

25 Ekim 2007 Perşembe

Kalp hastalıklarında Avrupa birincisiyiz

Türkiye'yi de kapsayan Avrupa Kalp Sağlığı Araştırması'nın sonuçlarına göre, kalp krizi geçirenler içinde 50 yaş altındakilerin oranı Türkiye'de yüzde 20'yi buldu.

Türkiye'yi yüzde 17.2 ile Romanya, yüzde 16.9 ile İngiltere ve Fransa, yüzde 16.7 ile Belçika takip etti.

22 ülkede yapılan 3. Euro Aspire (Kalp Krizini Azaltmak İçin Avrupa Çapında Önlem Girişimi) araştırmasına Türkiye'den de 700 hasta katıldı.

Araştırma sonuçlarında, Türklerin genç yaşta kalp krizi geçirmesinin en önemli nedeni olarak sigara gösterildi. 22 Avrupa ülkesinden en fazla sigara tüketen ülkelerin Türkiye ve Güney Kıbrıs olduğu saptandı. Sigara tüketimi dışında kilo fazlalığı, hareketsizlik, kan basıncı yüksekliği gibi sorunların da etkili olduğu belirlendi. Kalp krizi geçirdikten sonra hastaların yüzde 50'sinin de sigara içmeye devam ettiği ve yarısının egzersiz yapmadığı ortaya çıktı.

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol, her gün 30 dakika yürüyüş yaparak, bol sebze ve meyve tüketerek ve sigaradan uzak kalarak kalp krizi riskinin yüzde 25-40 oranında azaltılabileceğini vurguladı.

Doğru beslen, spor yap, kalbini koru
İsveç'in başkenti Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü'nden Dr. Agneta Akesson ve arkadaşlarının yapıtğı araştırmaya göre, doğru beslenme, az alkol, fiziksel olarak etkin olmak, sağlıklı bir kiloda kalmak ve sigara içmemek, kadınlarda kalp krizi riskini önemli oranda düşürüyor. Uzmanlara göre,günde 5 gram ya da daha az alkol alan kadınlarda, daha az sağlıklı beslenenlere göre, ilk kalp krizi riski yüzde 57 oranında azalıyor.

İstanbul Modern’de Özpetek filmleri



Ferzan Özpetek filmleri, 31 Ekim’e kadar İstanbul Modern’de gösterilecek.
Dün başlayan gösterimler kapsamında izlenebilecek filmler arasında “Kutsal Yürek”, “Bir Ömür Yetmez”, “Karşı Pencere”, “Cahil Periler”, “Harem Suare” ve “Hamam” yer alıyor. Gösterimlerin bilet fiyatları tam 10, indirimli 4 YTL olarak belirlendi. (0212) 334 73 00

NATO savunma bakanları Türkiye’yi konuştu

Hollanda’da dün başlayan NATO savunma bakanlarının gayrıresmi toplantısında Türkiye’nin olası sınırötesi operasyonu da konuşuldu.

NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, üye 26 ülkenin Türkiye’ye dayanışmasını gösterdiğini söyledi. Türk hükümetinin şimdiki koşullarda soğukkanlı davrandığını kaydeden Scheffer, NATO’nun Ankara’ya itidal çağrısı yaptığını da kaydetti.

Alman Savunma Bakanı Franz Josef Jung, şiddet olaylarının durdurulması için herşeyin yapılması gerektiğini söyledi.

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün de katıldığı NATO savunma bakanlarının resmi gündeminde ise Afganistan var. Afganistan için daha fazla asker ve teçhizat isteyen ABD yönetimine 9 ülkenin olumlu yanıt verdiği belirtildi.

Almanya ve Fransa da Afganistan’daki NATO gücüne katkılarını artıracaklarını açıkladı. Afganistan’da şu anda 40 bin NATO askeri bulunuyor.

İlkokullarda yemek neden yasak?


İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü “rant kapısı ve zehirlenme riski var” diye devlet okullarında öğle yemeğini yasakladı. Artık çocuklar ya sefertasıyla yemek taşıyacak ya da kantin ve sokak satıcısına mahkum. NTVMSNBC yemek yasağını taraflarla konuştu.

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer yasak kararının gerekçesini “Okul müdürleri öğle yemeğinden rant sağlıyor. Diyelim çocuk zehirlendi, öldü; ne olacak” diye savunuyor.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer ise, “Asıl büyük rant kapısı kantinler. Bu karar kantin mafyasına yarayacak” diyor. Öğrenci velileri ve okul müdürleri de karara tepkili: Rant veya zehirlenme riskiyle mücadele etmek yerine çocukları cezalandırıyorlar. Eskiden hiç olmazsa çorba içen çocuklar, şimdi kantinde fast food bekleyecek. Üstelik kantinler de hijyenik değil. Ayrıca obezite riski var ve herkes kantinin önünde toplandığında, büyük çocuklar küçük çocukları neredeyse ezecek...

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden geçen hafta devlet okullarına; “19 Ekim 2007’den itibaren Etüt ve Beslenme İlköğretim Okulu dışındaki okullarda öğle yemeği verilmesi yasaklanmıştır. Yasağa uymayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır” yazısı gönderildi.

İstanbul’da; eğitim-öğretim sona erdikten sonra etüt yaptırılan, öğle yemeği verilen ve adı “Etüt ve Beslenme İlköğretim Okulu” olan 17 devlet okulu bulunuyor; öğrenciler öğle yemeği için aylık 110 YTL ödüyor. İl Müdürlüğü’nün talimatı doğrultusunda, bu 17 okul dışında, devlete ait tüm ilköğretim okullarında öğle yemeği kaldırıldı.

Belçika'da PKK terörüne karşı gösteride 100 yaralı



Türkiye'da terör örgütünün son saldırılarının ardından Belçika'nın başkenti Brüksel'de tepki gösterileri düzenleyen 800 kadar Türk ile polis arasında meydana gelen çatışmalarda 100 kişi yaralandı.Üç kişi otomobilleriyle polis aracına çarptıktan sonra cinayete teşebbüsten tutuklandı. Araç içindeki üç polis hastaneye kaldırıldı.

Küçük Türkiye olarak bilinen Schaerbeek ve Saint-Josse mahallelerindeki çatışmaların yatıştığı bildiriliyor. Kimileri maskeli olan göstericilerin polisleri taşladığı belirtildi. Türk göstericilerin Kürtler aleyhine solganlar attığı da bildirildi.

Barzani’ye 400 milyon dolarlık darbe planı

Cumhurbaşkanı Gül’ün ilk kez başkanlık ettiği dünkü MGK’da, Barzani’ye karşı ekonomik yaptırım kararı çıktı. Plana göre Habur’dan geçişler ağırlaştırılacak ve Türkiye’nin yeni Irak güzergahı Suriye üzerinden olacak. Bu planla Barzani yılda 400 milyon dolar zarara uğrayacak.

MİLLİ Güvenlik Kurulu (MGK) terör örgütü PKK’ya karşı önlem almayan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne karşı ekonomik yaptırım uygulanması için düğmeye bastı. Öncelikle Habur Sınır kapısından geçişler ağırlaştırılacak. Irak’a ihracat Suriye üzerinden yapılarak Barzani denetimindeki bölge by-pass edilecek ve Kürt lider yılda 400 milyon dolarlık zarara uğratılacak.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ilk kez başkanlık ettiği dünkü MGK, Bakanlar Kurulu’na ekonomik yaptırımlar uygulanmasını tavsiye kararı aldı. MGK sonrası yayınlanan dört maddelik MGK bildirisinin üçüncü maddesinde, "Bölgede bölücü terör örgütünü doğrudan veya dolaylı şekilde destekleyen gruplar üzerinde öncelikle alınması gereken ekonomik tedbirlere ilişkin olarak Bakanlar Kurulu’na tavsiyede bulunulması kararı alınmıştır" denildi.

TÜRK İŞADAMLARI GÖZETİLECEK
Toplantıda ekonomik yaptırımlarla ilgili raporlar kurul üyelerine sunuldu. Buna göre Irak’a ihracat yapan Türk işadamlarının zarar görmemesine özen gösterilecek. Irak’a iniş için Hatay-Cilvegözü, Urfa-Akçakale, Nusaybin ve Kilis-Öncüpınar kapıları kullanılacak. Suriye’den de bu kapılar için hazırlık yapması istenecek. Habur’dan ise çoğunlukla ABD’nin ihtiyaç duyduğu lojistik desteğin geçişine imkan sağlanacak.

OPERASYON HAZIRLIĞI
MGK bildirisinin ikinci maddesinde "Tezkerenin TBMM’de kabul edilmesi sonrası alınacak siyasi ve askeri tedbirler" vurgulandı. Irak dosyası her boyutuyla açılırken, asker taraf, bölgede yürütülen operasyonlar, olası sınır ötesi operasyon için yapılan hazırlıklar hakkında bilgi verdi. Dışişleri Bakanı Ali Babacan da Irak’taki temasları hakkında bilgilendirdi.

HALKA İTİDAL ÇAĞRISI
Halka yönelik itidal çağrısı ise bildirinin ilk maddesine, "Birlik ve beraberliğimizi zedelemeyi amaçlayan terör saldırılarına karşı halkımızın her zaman olduğu gibi sağduyusunu koruyacağına ve kardeşlik duygusuna zarar verecek davranışlardan kaçınarak teröre gereken yanıtı vereceğine olan inanç bir defa daha vurgulanmıştır" sözleriyle yansıdı.

ERMENI TASARISI KABUL EDILEMEZ
MGK, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen sözde Ermeni soykırım tasarısını da görüştü. Bildirinin dördüncü maddesinde "Söz konusu tasarının hiçbir gerekçeyle mazur gösterilemeyeceği ve kabul edilmeyeceği vurgulanmıştır" denildi.

Gül başkanlığında ilk MGK
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün Milli Güvenlik Kurulu’na ilk kez başkanlık ettiği için basının görüntü almasına izin verildi. Toplantıyı izleyen basın mensuplarının kalabalık olması nedeniyle önce foto muhabirleri, ardından da kameramanlar görüntü aldı. Kuvvet komutanlarının önlerinde kalın dosyalar olduğu görüldü.

Rice: Sakın girmeyin

Irak Cumhurbaşkanı Talabani'nin Türk Dışişleri Bakanlığı'nı yalanlamasından yaklaşık bir saat sonra, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, çok keskin bir mesaj verdi. Rice'in mesajı şu cümle ile özetlenebilir:
"Sakın girmeyin, biz gerekini yapacağız."
Bu arada "Rice'ın 'gerekini yapacağı' sözünün yine bir oyalama olup olmadığı Ankara'da tartışılıyor.

ÇOK ZORLU 72 SAAT GEÇİRDİK
Condoleezza Rice, ABD Temsilciler Meclisi'nin Dış İlişkiler Komitesi'nde yaptığı konuşmada, PKK terörü ve Türkiye'nin olası sınır ötesi operasyon ihtimalini değerlendirirken, “Son 72 saat çok zor geçti. Pazar günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile konuştum, aynı zamanda Iraklı Kürtlerle de konuştum. Daha önce de söylediğimiz gibi, Irak, PKK terörizminin Türkiye'ye zarar vereceği bir yer olmamalı. Iraklılar ve Türkler, olağanüstü çaba göstermeli” dedi.

Rice, Başbakan Erdoğan ile konuşmasında, ABD'nin bu meseleyi son derece ciddiye aldığını söylediğini belirtti. Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Irak'taki temaslarına da değinen Rice, Irak'tan Türkiye'ye üst düzey bir heyetin gideceğini kaydetti.

SİZ KESİNLİKLE GİRMEYİN BİZ, ÇÖZERİZ
Türkiye ve Irak'ın bazı ortak tedbirler üzerinde çalıştığını belirten Rice, Iraklılar'ın, PKK ofislerini kapatacaklarına, PKK teröristlerine hareket kabiliyeti sağlanmasına izin vermeyeceklerine işaret etti. Rice, şunları söyledi:“Bir dizi tedbirimiz var. İnanıyoruz ki, bu tedbirler alındığı takdirde bu meseleyle başa çıkılmasına yardım edecek. Türkiye, ABD ve Irak'ın içinde olduğu üçlü bir mekanizmamız var. Hemen bazı adımlar atılması yönünde harekete geçiyoruz ki, sınırdan terörist saldırıları engelleyelim.”Rice, bunun bölgenin dağlık olması nedeniyle biraz güç olduğuna işaret etmekle birlikte, “Iraklılar bu meseleyi ciddi biçimde ele alıyor. Biz de öyle. Türkleri bu tür saldırıların bir daha olmasını engelleme yönünde yapabileceğimiz ne varsa yapacağımız yönünde temin etmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

PKK'nın terörist bir örgüt olduğunu ifade eden Rice, şöyle devam etti:“Türkler, Irak'a sınır ötesi müdahale gerçekleştirmemeli. Bu tür bir karşılık vermenin, sınır ötesi operasyonların, istikrarı bozucu etkisi olacağı yönünde uyardık. Ve herkesi, bu terörist probleme, kuzey Irak'ı istikrarsızlaştırmayacak şekilde bir çözüm bulunması yönünde birlikte çalışmaya cesaretlendirdik.”
Rice, PKK sorunuyla çok uzun dönemden beri aktif olarak ilgilendiklerini ancak son saldırıların ardından durumun çok yakından takip edildiğini belirtti. Rice, “Türkler tarafından sınırın diğer tarafındaki herhangi bir çabanın, duruma yardım edeceğine inanmıyoruz. Ancak Iraklıların, bu saldırıların gerçekleşmesini önlemede ellerinden gelen herşeyi yapma yükümlülüğü var” dedi.Türkiye'nin şu sırada Irak sınırı içinde zaten operasyon yaptığı yönündeki bir soruya karşılık Rice, sınırda bazı faaliyetlerin sürekli olduğunu ancak ABD'nin, Türkiye'ye, “Irak'a büyük çaplı bir müdahalenin, sadece daha fazla istikrarsızlığa yol açacağını” söylediğini ve PKK problemine çözüm için Türklerin, Iraklılar ve Kürtlerle çalışması gerektiğini ifade ettiklerini aktardı.

Hepimiz Beşiktaşlıyız


Şampiyonlar Ligi A Grubu'ndaki maçta Beşiktaş, İngiliz ekibi Liverpool'u 2-1 mağlup etti.
Beşiktaş'a galibiyeti getiren goller 13. dakikada Serdar Özkan ve 82. dakikada Bobo'dan gelirken, Liverpool'un tek golünü 85. dakikada Gerrard kaydetti.


Fırıldak Talabani


Dışişleri Bakanı Babacan’a, "PKK elebaşlarını yakalayıp Türkiye’ye iade etmeyi dışlamıyoruz" diyen Talabani anında çark etti. Dün açıklama yapan Talabani, "PKK liderlerini yakalamamız mümkün değil" dedi.

IRAK Cumhurbaşkanı Celal Talabani, bir kaç gün içinde birbiriyle çelişen sözlerle büyük hayal kırıklığı uyandırdı. Talabani hafta başında Türkiye’nin PKK tepkisine "Bir tek Kürt kedisi bile vermem" diye karşılık verdi. Aynı Talabani önceki gün Bağdat’ta Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın, Ankara’nın uyarılarını sert bir dille iletmesi üzerine, "PKK elebaşlarını yakalayıp Türkiye’ye iade etmeyi dışlamıyoruz" dedi. Talabani, Ankara’yı umutlandıran bu tavrından dün akşam çark ederek, "PKK liderlerini yakalayıp Türkiye’ye iade etmelerinin mümkün olmadığını" açıkladı.

PKK tepkisi üzerine dün bir bildiri yayınlayan Mesut Barzani de,"PKK’nın Irak topraklarını üs olarak kullanmasını kabul etmiyoruz. PKK şiddete son versin ve silahlı mücadeleyi bir operasyon yöntemi olarak kullanmasın" çağrısında bulundu. Babacan, Bağdat’ta Irak Başbakanı Nuri El Maliki ve Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’yle görüşmesinde, Türkiye’nin "Irak bir şey yapmazsa PKK’ya karşı sınır ötesi operasyon yapma" kararlılığını aktardı. Edinilen bilgiye göre diyalog şöyle gerçekleşti:

BABACAN

Açıkça söylüyorum. Listedeki bürolar, kamplar ortadan kalkacak, lojistik destek kesilecek. Bunu Türk Hükümeti’nin son uyarısı olarak değerlendirin. Irak bir şey yapamayacaksa, Türkiye tek başına hareket etmeye kararlıdır.

ZEBARİ

Bizim elimize daha önceden gelmiş bir dosya yok.

BABACAN

Nasıl olmaz? İlgili kurumlarınıza sorun, var mı yok mu öğrenin. 150 kişilik listeden iadeleri yaparsanız bunu bir ilk adım olarak görürüz.

TALABANİ

PKK’yı terör örgütü olarak görüyoruz. PKK’ya mensup kişilerin iadesini dışlamıyorum. Bir de size şunu söyleyeyim, basında benim ağzımdan verilen haberleri ciddiye almayın. Söylediklerim çarpıtılıyor. PKK’ya karşı biz sizinle omuz omuza çarpıştık.

BABACAN

O zaman şimdi de gereğini yapmalısınız. Size başında da söyledim. Hükümet yetkiyi aldı. İstediği zaman kullanır. Bunu unutmayın.

MALİKİ

PKK bizi de tehdit ediyor, büyük zararları oluyor. Hemen ilk olarak bürolarını kapatmaya başlayacağız.

BABACAN

Yıllardır, ’yapacağız, yapacağız’ sözü dinliyoruz. Artık sabrımız kalmadı. Tam yetkiyle donatılmış, taleplerimizi yerine getirecek bir heyet gönderin.

MALİKİ

Size böyle bir heyet gelecek. (Irak heyetinin bugün Ankara’ya geleceği bilgisi dün öğlen saatlerinde Dışişleri’ne geldi.)


AKŞAM YALANLADI

Talabani’nin Babacan ile görüşmesinde PKK liderlerinin Türkiye teslimine yeşil ışık yaktığı yolundaki haberler uluslararası ajanslar tarafından da dünyaya duyuruldu. Ancak akşam saatlerinde Talabani’den bir yalanlama geldi. Talabani, "Biz PKK liderlerinin Kürt şehirlerinde değil Kandil dağında binlerce militanla birlikte yaşadıklarını ve bizim onları yakalayarak Türkiye’ye teslim etmemizin mümkün olmadığını defalarca söyledik" dedi.

24 Ekim 2007 Çarşamba

Sis, gözcüleri kör etti


milliyet-BARKIN ŞIK Ankara

Hakkâri'nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca köyünde konuşlu piyade taburunun emniyetini sağlayan Keritepe ve Beytepe'deki toplam 70 kişilik birliğe 21 Ekim'de baskın düzenleyen PKK'lıların, 1 gün önce sınırın Irak tarafına 9 katır eşliğinde geldikleri öğrenildi.

Milliyet'in aldığı bilgilere göre, PKK'lıların Dağlıca'da yaptığı baskın öncesinde ve çatışmalar sırasında şu gelişmeler yaşandı: 150-200 kişilik bir terörist grubu, 20 Ekim'de Kuzey Irak'taki mağaralara 9 katırla geldiler. Sınırdan 2 kilometre uzaklıktaki mağaralarda günü ve geceyi geçirdiler.

Sızmaları görüntülendi
Bulundukları mağaralar Dağlıca taburuna 6 kilometre uzaklıktaydı. Dağlıca taburu, PKK'lıları topçu ateşine tuttu, ancak topların menzili söz konusu noktaya yetişmedi. Keritepe'deki gözcü grubu PKK'lıları görüntüledi. Teröristler 21 Ekim'de katırlardan mühimmat ikmali yaptılar ve akşam saatlerinde sınırdan sızmalar başladı. PKK'lıların sızmaları da termal kamera ve gece görüş dürbünü ile tespit edildi. Teröristler bu sırada silahların menzili dışında bulunuyorlardı. İlerleyen saatlerde rakımı fazla olan tepeyi sis bastı ve hava soğudu. Termal kamera ve gece görüş dürbünü sis nedeniyle iyi görüntü vermemeye başladı.

Üç koldan saldırı
Havanın soğuk olması Keritepe'deki gözcü grubunun gözetleme yapmasını da olumsuz yönde etkiledi. Saat 00.20'deki baskından 2-3 saat önce PKK'lılar taciz ateşine başladılar. Taciz ateşine taciz ateşiyle karşılık verildi. Keritepe'de 50, Beytepe'de 20 Türk askeri bulunuyordu. Teröristler mevzilere üç koldan saldırdılar. Saldırılarını tepenin uçurum kısımlarından gelerek gerçekleştiren teröristler, askerlerin bulunduğu mevzilere 10 metreye kadar yaklaştılar. Bu sırada mevzilere el bombaları fırlatmaya başlayan teröristler, aynı zamanda aşağı bölgedeki Şehri Köprüsü'nü havaya uçurarak, taburdan destek gelmesini engellediler.

Saçmalı bomba attılar
Mevzilerdeki çatışmalar zaman zaman namlu namluya denilebilecek ölçüde yakın mesafede gerçekleşti. Ellerinde M-16 otomatik makineli tüfekler bulunan teröristler, el bombalarının içine, tesirinin artması amacıyla saçma doldurmuşlardı.
Çatışmalar sabah 04.30'a kadar sürdü. Çatışma sırasında 8 asker PKK'lılar tarafından teslim alındı. Uzman çavuş dışındaki askerlerin bölgeye yeni giden askerlerden olduğu öğrenildi. Teröristler Kobra helikopterlerinin gelmesiyle birlikte kaçmaya başladılar. Helikopterlerden 2'sinin PKK'lıların açtığı ateş sonucu isabet aldığı, ancak üslerine döndüğü de öğrenildi.

Göğüs göğüse çarpıştık



Dağlıca'daki çatışmada yaralanan er yaşadıklarını, 'Yoğun sis vardı. 3-4 saatlik taciz ateşi başladı. Sonunda göğüs göğüse çarpıştık. Yaralananları tarıyorlardı' diyerek anlattı.

Hakkâri Dağlıca'daki çatışmada yaralanarak Ankara GATA'da tedavi altına alınan Bursalı er Ufuk Çelik yaşadığı geceyi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e anlattı. Gazi er Çelik, "Gece önümüzü göremeyecek kadar yoğun bir sis vardı. 1 metreyi göremiyorduk. Çatışma 3-4 saatlik bir taciz ateşiyle başladı. Sonunda da adeta göğüs göğüse çarpıştık" dedi. Çelik, Hakkâri'deki terörist saldırıda yaralanan askerleri, dün tedavi altında bulunduğu Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde (GATA) ziyaret etti. Bursa Orhangazili er Çelik, Bakan Çelik'e, yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı:

"O gece önümüzü göremeyecek kadar yoğun bir sis vardı. 1-2 metreyi dahi göremiyorduk. Büyük ihtimalle gündüz sızmalar olmuş. Çatışma takriben 3-4 saatlik bir taciz ateşiyle başladı. Sonunda da adeta göğüs göğüse, sizinle aramızdaki mesafede çatışmalar oldu. Çatışmalar çok yakındı.

'Beni öldü sandılar'

El bombaları atılıyordu. Ben de bunlardan çıkan parçalardan yaralandım. Ölüp ölmediğimize yönelik bunun arkasından bir de tarama yapıyor, kurşun atıyorlardı. Bana karın boşluğumdan bir kurşun isabet etti. Öldü diye yanımdan geçtiler. Çok kalabalıklardı.

"Bakan Çelik, 2 aydır GATA'da tedavisi süren astsubay bir gaziyi de ziyaret etti. Çelik, gazinin "İyileştikten sonra inşallah kalkıp mücadeleye devam edeceğiz" demesi üzerine duygusal anlar yaşanan GATA ziyareti Milliyet'e şöyle aktardı:

"Delikanlı erimizin anlattıklarından çok duygulandım. Çünkü zor bir arazi. Ben devlet olarak her zaman yanlarında olduğumuzu söyledim. Maddi ve manevi ne gerekiyorsa ailelere destek olmak için telefonumuzu bıraktık. Hava şartları ve fiziki şartların çok sıkıntılı oluşu aleyhimize olmuş. Teröristler kalabalıkmış, yoğun sis varmış. Hava şartları dikkate alınarak sızmalar yapılmış. Taciz ateşleri yapılmış. Ve daha sonra da yakın temasta maalesef şehitlerimizi vermişiz."

Terör örgütünün yeni hedefinin halkın arasında bir çatışma ortamı yaratmak, devletin kurumları arasında anlaşmazlık varmış gibi görüntü yaymak olduğunu belirten Çelik, "Buna fırsat verilmemeli. Yapılacaklarla ilgili bir tereddüt, farklılık yok. Terörün esas amacı olan kardeşler arasında nifak tohumu ekmeye dönük çabaları boşa çıkaracak bir duruş sergilememiz lazım" dedi.

milliyet-Abdullah Karakuş - Ankara

Atatürk'ün görülmemiş fotoğrafları


Mustafa Kemal Atatürk'ün sık görülmeyen fotoğrafları Bakırköy'deki Carousel Alışveriş Merkezi'nde sergileniyor.

Atatürk Vakfı tarafından düzenlenen sergi 27 Ekim ile 11 Kasım tarihleri arasında açık kalacak.

Ulu Önder Atatürk’ün bugüne kadar görülmeyen fotoğrafları tarihin tozlu raflarından inerek Cumhuriyet’in kuruluşunun 84’üncü yılında Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde hayat buluyor.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve 10 Kasım Atatürk’ü Anma Haftası sebebiyle Atatürk’ün Fotoğrafları Sergisi, 27 Ekim - 11 Kasım tarihleri arasında sergilenecek. Sergiyi gezenler; Kurtuluş Savaşı yıllarına ve Cumhuriyet’in mücadelelerle dolu kuruluş günlerine doğru tarihte bir yolculuk yapacak…

Sergide; Atatürk görseli içeren poster, rozet, yaka kartı, kravat iğnesi, takvim, ajanda ve anahtarlık gibi ürünlerin yanı sıra Atatürk’ün hayatını ve Cumhuriyet Devrimleri’ni içeren kitap ve DVD çalışmaları da Carousel AVM’de satışa sunulacak.

Satışlardan elde edilen gelir ise Atatürk Vakfı’ndaki çocukların eğitimi için kullanılacak. Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde sergiyi inceleyen ziyaretçiler, hem Atatürk’ün özel fotoğraflarını görme şansını yakalayacak hem de satın aldıkları ürünlerle vakıftaki çocukların eğitimlerine yardımcı olmanın mutluluğunu yaşayacak.

TTNet Beykoz'dan anlamlı bağış

Beko Basketbol Ligi takımlarından TTNet Beykoz, ligin 3. haftasında kendi sahasında Efes Pilsen ile yaptığı maçta elde edilen gişe hasılatını Mehmetçik Vakfı'na bağışladı.

TTNet Beykoz Kulübü Başkanı Zeki Aksu, Efes Pilsen maçında elde edilen bin 250 YTL gişe hasılatının İş Bankası Beyoğlu Şubesi 1716583 no'lu Mehmetçik Hesabı'na yatırıldığını açıkladı.

Aksu, birlik beraberliğin çok önemli olduğu bu günlerde ellerinden geldiği kadarıyla Mehmetçik Vakfı'na destek olmaya çalıştıklarını belirterek, “Kamuoyununun bu kampanyaya göstermiş olduğu ilgiye bir spor kulübü başkanı olarak teşekkür ediyorum.
Ayrıca yönetim kurulu üyelerimiz de şahsi bağışlarını İş Bankası'nın Mehmetçik Vakfı hesabına yapacaklar” dedi.

PKK bürolarını kapatıyoruz



Irak’ın Şii kökenli Başbakanı Nuri el Maliki, terör örgütü PKK’nın ülkedeki bürolarını kapatacaklarını açıkladı.
Dün Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ı kabul eden Maliki’nin başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada PKK’nın bir terör örgütü olduğu belirtildi ve "PKK bürolarını kapatma ve Irak topraklarındaki faaliyetlerini yasaklama kararı aldık. PKK’nın Irak ve Türkiye’yi tehdit eden terörist faaliyetlerine müsade etmeyeceğiz" denildi.
Maliki’nin bu açıklaması, daha önce Iraklı yetkililerce dillendirilen, PKK’nın Irak’ın erişilemez yerlerinde üs kurduğu ve kendilerinin teröristleri kovmaya güç yetiremeyecekleri görüşüyle çeliştiği dikkat çekti.
Öte yandan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, dün Bağdat’ta görüştüğü Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’den, Türkiye’nin PKK terörü ile mücadelesine destek sözü aldıklarını söyledi. Talabani, terör örgütü PKK’ya, "ya Irak’ı terk et ya da silahlarını bırak" seçeneği verdiklerini söyledi. Talabani, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, terör örgütünün Irak topraklarını kullanarak Türkiye içinde saldırılar düzenlemesine müsamaha göstermeyeceklerini belirtti. Talabani, "Akıtılan her damla Türk kanını, akıtılan her damla Iraklı kanı gibi değerlendiriyoruz" dedi.

Orgenaral Büyükanıt'tan mesaj var


Büyükanıt: Kimse endişe etmesin, telaş etmesin, TSK muktedirdir. Duyarlılığı çok iyi anlıyorum ve takdir ediyorum ama tepki kontrolden çıkmamalı. Şiddetten kaçınılmalı...


Orgeneral Büyükanıt: Şiddete kaçmayın


Türkiye dün ayaktaydı. Dağlıca'da şehit edilen 12 askerin cenaze törenleri teröre lanet mitingleri gibiydi. Sadece şehit cenazesi olan illerde değil, Türkiye'nin dört bir tarafında halk teröre karşı sokağa dökülmüştü. Her meslekten ve her yaştan onbinlerce vatandaş ellerinde Türk bayraklarıyla PKK'yı ve terörü protesto ettiler.Türkiye'nin bütün kentlerindeki manzara teröre karşı ulusal bir tepkiyi yansıtıyordu. Askere gitmek isteyen gençler, "Bizi de askere alın" diyerek haykıran kızlar, anneler, babalar bayrak dalgalandırıyordu.


"Gurur duydum"
Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'a dün bu manzarayı sordum. Cenaze törenlerini, yürüyüşleri ve tepkileri yakından izlediğini söyleyen Org. Büyükanıt, şu değerlendirmeyi yaptı:"Türk milleti duyarlılığını gösteriyor, ulusal birliğini sergiliyor, terörü lanetliyor ve tepki gösteriyor. Bu duyguyu paylaşmamak mümkün değil. Büyük saygıyla karşılıyorum, gurur duyuyorum."


"Şiddete kaçmayalım"
Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, vatandaşların duygularını yansıtırken, tepkilerini gösterirken sağduyuyu elden bırakmamalarının da çok önemli olduğunu söyleyerek şu çağrıyı yaptı:"Vatandaşımızın duyarlılığını çok iyi anlıyorum ve takdir ediyorum. Ancak bunu yaparken tepkilerin kontrolden çıkmaması da çok önemli. Şiddete kaçılmaması büyük önem taşıyor. Böyle günlerde itidali elden bırakmamak lazım."


"Oyuna gelmeyelim"
Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, terör örgütü hedeflerinden birisinin de toplumda etnik bir çatışma yaratmak, vatandaşı birbirine düşürmek olduğunu vurguladı. Org. Büyükanıt, "Bu oyuna gelmeyelim" çağrısını yaptı ve şöyle konuştu:"Terör örgütü iç çatışmayı hedefler. Yıllardan beri yapmaya çalıştığı budur ama vatandaşlarımız bu tuzağa düşmemiş, bu oyuna gelmemişlerdir. Bundan sonra da bu tuzağa düşmemek, bu oyuna gelmemek gerekir. Benim vatandaşlarımdan ricam sağduyuyu elden bırakmamalarıdır."


"Sivas örnek olsun"

Org. Büyükanıt, önceki gün oynanan Sivasspor-Vestel Manisaspor maçında gösterilen sağduyulu duyarlılığın örnek alınmasını istedi. Org. Büyükanıt, izlerken çok duygulandığını belirttiği görüntüyü şöyle aktardı:

"Sivasspor-Vestel Manisaspor maçında 15 bin izleyici vardı. Tribünlerde 15 bin bayrak dalgalanıyordu, çok güzel bir görüntüydü. Vatandaşımız tepkisini tribünlerde çok güzel yansıtıyordu. Çok duygulandıran bir manzaraydı. Maçın sonunda Sivasspor Başkanı, bu görüntüye teşekkür ettikten sonra, 'Şimdi herkes evlerine' diyerek çok güzel bir çağrı yaptı."


TSK muktedirdir

Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, terörle mücadele konusunda kimsenin endişe duymasına gerek olmadığını da vurguladı ve şöyle konuştu:

"Kimse endişe etmesin, telaş etmesin, TSK muktedirdir. TSK, güvenlik güçlerimiz bu işin üstesinden gelecek güçtedir. Her zaman söylediğim gibi tekrar ediyorum: Kimsenin gücü bu ülkeyi bölmeye yetmez."

Yaz saati uygulaması sona eriyor

Yaz saati uygulaması, bu hafta sonu bitiyor. Yaz saati uygulamasına 25 Mart 2007 Pazar günü geçilirken, saatler 03.00'de bir saat ileri alınmıştı.
Saatler ne zaman geri alınacak?

28 Ekim Pazar günü Saat 04.00'de saatler 1 saat geri alınacak.

Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla yapılan uygulamaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı, 7 Mart tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştı.

Buna göre yaz saati, bir başka deyişle ileri saat uygulaması, 25 Mart Pazar günü saat 03.00'de saatlerin bir saat ileri alınarak 04.00'e getirilmesiyle başlarken, 28 Ekim Pazar günü saat 04.00'de saatlerin 1 saat geri alınmasıyla sona erecek.

Mehmetçik, Irak'ın 50 km içine girdi

Hakkari'de 12 askerimizin şehit edilmesinin ardından teröristleri çembere alan Mehmetçik Irak sınırını 50 kilometre geçti. F-16'larımız terör kamplarına nokta atışları yapıyor.

Türk askeri Hakkari'de Mehmetçik'e karşı hain saldırıyı gerçekleştiren teröristleri etkisiz hale getirmek için “sıcak takip” çerçevesinde Irak'a girdi. Türk F-16'ları, Irak sınırının 50 kilometre güneyindeki terör kamplarına nokta atışları yapıyor. Topçular, terörist yuvalarını döverken, kara birlikleri ve Sikorsky helikopterler de Kuzey Irak içlerinde sıcak takip harekatına katılıyor.

Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, AK Parti grubundaki konuşmasında, PKK'ya yönelik sıcak takip operasyonlarının devam ettiğini, sınırdan 20 kilometre içeride bulunan birliklerimizin takviye kuvvetlerle birlikte güneye kaydırıldığını söyledi.

Meclis'ten alınan tezkere sonrası hükümet, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK), Irak'a sınırötesi operasyon yapılmasına yönelik yetki verdi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AK Parti MYK toplantısında “TSK'ya gir yetkisi verildi. Zamanını ve kapsamını TSK belirleyecek” dedi. Bu yetkiyle birlikte Mehmetçik'in “sıcak takip” çerçevesinde Irak sınırından içeriye 50 kilometre kadar girdiği öğrenildi.

İNTERNET MEDYASINA ÇAĞRI!



Terör örgütü, cephede Mehmeteçiğe kurşun sıkarken bir başka hedef olarak da milli birliğimizi ve moral değerlerimizi hedef aldı. Haber7, internet medyasına bir çağrı yapıyor.

Terörün her türlü silahı kullandığı bir dönemi yaşıyoruz.



Kanlı PKK, yalnız sınırlarımızdan sızıp cephede Mehmetçiğe kurşun sıkmıyor. Elindeki her türlü silahı kullanarak toplumsal yapımızı tahrip etmek istiyor.

Ne var ki bunların en başında propaganda silahı geliyor. Bu araç, Mehmetçiğe sıkılan silah kadar etkili. Çünkü, doğrudan doğruya bin yıldan bu yana birada yaşamış olan iki halkı birbirine karşı düşürmeyi hedef alıyor.

Güneydoğu’dan gelen her şehit cenazesi, haklı olarak teröre olan öfkemizi kabartıyor. İşte tam da bu noktada, terör örgütü en güçlü silahını devreye sokmak istiyor. Provokatif eylemlerle iki halkı birbirine karşı harekete geçirmek istiyor.

Bütün Kürt halkını, terör örğütü ile aynı kefeye koydurmanın hesaplarını yapıyor

Şimdi bu propaganda silahlarına bir yenisi daha eklendi.



Hakkari Dağlıca’da kaçırılan 8 askerimiz, yüreğimizdeki yarayı en acı bir şekilde kaşımak için kullanılmak isteniyor.



Dünden itibaren bu silah çok acı bir şekilde ateşlenmeye başlandı. Eminiz ki bundan sonra çok daha farklı yöntemler kullanılacak.



Türk hükümeti, RTÜK aracılığıyla radyo ve televizyonların bu oyunun aleti olmaması için gereken adımı attı.

Hakkari Dağlıca’daki olaylarla ilgili yayın yasağı koydu. Ne var ki, internete getirilmiş böyle bir yasak bulunmuyor.

Haber7, sağduyulu internet sitelerine bir çağrı yapıyor. Gelin “Bu oyuna alet olmayalım” diyoruz.

Terör örgütünün, kendi yandaş haber ajansları aracılığıyla servise koyduğu ve amacı belli olan haber ve görüntülere yer vermeyelim. Bu oyunu birlikte bozalım. Terör örgütüne verilecek mücadelenin tek elden yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kontrolünde ve onun koordinatörlüğünde yürütülmesine yardımcı olalım.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dediği gibi teröre cephe mücadelesini devlet yapmalı.

Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın ifade ettiği gibi tepkimiz hiç zaman şiddete dönüşmemeli.
Sivil halk olarak, varakımız en büyük silahımız olmalı.





Haber7

Yılmaz Özdil 23.10.2007 Hürriyet

Kedi...
70'li yıllardı galiba...
Çok izlenen bir "komedi" filmi vardı.Zeki Alasya, mahallenin bitirimi Metin Akpınar'ın kız kardeşine musallat oluyor, geceleri gizli gizli çatılarda dolaşıyordu.Tıkır tıkır sesler duyulunca, komşular endişeleniyordu. Çünkü "Kasımpaşa Canavarı" diye bir şehir efsanesi var...

Ahali "acaba o mu" diye korkuya kapılınca, Metin Akpınar, karizmasını çizdirmemek için hep şu lafı ediyordu:"Kedidir o, kedi..."

*Talabani, bizim Başbakan'a cevaben "kedi bile teslim etmem" deyince, bu geldi aklıma, her nedense.*

Neyse...

Mesaj yağıyor telefonuma:"Bu gece saat 21.30'da şehitlerimizin anısına, lambaları söndüreceğiz."

Çevirdim numarayı, aradım Duhok'taki arkadaşımı...
- Lambalar yanıyor mu?
- Yanıyor.
- Elektriğiniz var yani?
- Var.

Burada millet, çaresizlikten, lambalarını söndürüyor...

Oradakiler, Türkiye'nin verdiği elektrikle aydınlanıyor. Hálá.

*Telekom'un üç tane kablosu koptu diye, ortalığı ayağa kaldırdılar, grevdeki işçilerimize "terörist" muamelesi yaptılar, utanmadan...

Barzani'ye elektrik veriyoruz, kablolar sapasağlam, çıt yok!*

Üstelik...Hakkári'deki saldırıdan sonra nereleri bombalıyor topçumuz?

Duhok kırsalını.

Niye?

Duhok'a kaçıyorlar çünkü.

Bitmedi...

Duhok'ta üniversite var. Binalarını, yollarını, kanalizasyonunu biz yaptık. ÖSS'yi kazanamayan bölge gençleri, bu üniversiteye kabul ediliyor. Sınavsız. Yurtlarında barınmaları sağlanıyor. Ücretsiz. Üstüne de, 200'er dolar harçlık veriliyor.

Elektriği kimden?

Bizden.

*Veya şöyle bakalım...

Kaç şehit verdik 23 yılda?

1 tugay.

Ortalamasına bakarsan, 23 yılda, her ay 16 şehit vermişiz.

Bu ay?

32.

Şırnak ve İzmir'de katledilen sivil vatandaşlarımızı ekle...

45.

23 yıl ortalamasının 3 katı.

Ne deniyor hálá?

"Gerekirse..."

*Anlaşılıyor ki, 5 Kasım'da Bush ile görüşmeden, gerekip gerekmediğini bilemeyeceğiz!

Peki....

Kasım'da hava nasıl orada?

Eksi 15.

Aralık'a kalırsa...

Eksi 21.

Kar kalınlığı 2 ila 5 metre.*

5 Kasım'dan sonra harekátı bilmem ama, güzel güzel ski yaparsın oralarda anca, ski.

*Onun için, takırtı falan duyduğunuzda geceleri, sakın endişelenmeyin boşuna...

Kedidir o, kedi.

Fenerbahçe - PSV Eindhoven 0-0


Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi G Grubu'ndaki 3. maçında PSV Eindhoven'la deplasmanda 0-0 berabere kaldı.

Maçın 64. dakikasında Deivid'in gördüğü kırmızı karttan sonra oyunda 10 kişi kalan Fenerbahçe, aldığı bu sonuçla birlikte puanını 5'e çıkarttı ve Inter'in ardından 2.'lik koltuğuna oturdu.


Stat: Philips

Hakemler: Howard Webb , Philip Sharp , Darren Cann (İngiltere)

PSV Eindhoven: Gomes , Kromkamp , Addo x (Dk. 58 Zonneveld ), Marcellis , Salcido , Perez , Simons , Mendez (Dk. 58 Koevermans ), Bakkal (Dk. 78 Aissati ), Farfan , LazoviÇ

Fenerbahçe: Volkan Demirel , Gökhan , Lugano , Edu , Roberto Carlos , Deivid , Deniz , Aurelio , Vederson , Alex (Dk. 35 Ali ), Semih (Dk. 72 Kazım )

Sarı Kartlar: Dk. 29 Marcellis, Dk. 45 Lazovic, Dk. 51 Farfan (PSV Eindhoven), Dk. 32 Aurelio, Dk. 45 Deniz, Dk. 45 Lugano (Fenerbahçe)

Kırmızı Kart: Dk. 65 Deivid (Fenerbahçe)