1 Şubat 2007 Perşembe

Füsun'un seçtikleri


Kaç uzun yıl geçti Barış Manço’yu kaybettiğimizden bu yana... O ve onun gibi sanatçılar bana ölmüş gibi gelmezler.

Sanki uzaklara bir yerlere seyahate gitmişlerdir. Zaten öyle değil mi?... Uzun ama dönüşü olmayan yolculuğa çıkmadı mı Barış da?...

Onu gelin hep birlikte sevgi ve özlemle analım. Üzerine her zaman nurlar, yıldızlar yağsın Barış’cım... Enerji dolu konuşmaların, kendine has tavırların ve şarkıların hep aklımızda, kalbimizde...

Rahat uyu sevgili arkadaşım...

Havaların kurak ve mevsim normallerinin altında geçmesi beni korkutuyor. Genç kuşakları düşündükçe de, onların geleceği konusunda üzülüyorum. Her zaman kış mevsiminden nefret ettiğimi yazıp dururum. Ama dünyanın ekolojik dengesinin bozulması konusu, kısaca “Küresel Isınma” artık ciddi ciddi dünyamızı tehdit etmekte…

Bu işin şakası yok! Artık yağmura, kara razıyım. Kışın olması gerektiği gibi gelmesini diliyorum artık. Hepimiz için... Küçük çocuklarımızın geleceği için...

Geçtiğimiz günlerde Ermeni asıllı Türk vatandaşımız Hrant Dink Türkiye’nin omuzlarına büyük bir yük bindiren, Türkiye’yi dünyanın gözünde köşeye sıkıştıran bir cinayete kurban gitti. Bunun ezikliği ve üzüntüsünü yaşarken, çok sevgili, çok değerli siyaset adamlarımızdan İsmail Cem’in ölüm haberiyle sarsıldık bu kez de...

Kendisi hastaydı, uzun zamandır tedavi görüyordu. Ama o acımasız hastalık, o zarif beyefendiyi yendi. Gözyaşları arasında ölüm trenine binip gitti sevgili İsmail Cem. Kendisiyle TRT Genel Müdürü olduğu yıllarda tanışmıştım. Çok genç ve çok yakışıklıydı. Ve o yıllarda pek çok yenilik getirmişti TRT’ye.
Kızlar Kulübü - Füsun'un Seçtikleri

Hiç yorum yok: