22 Ağustos 2007 Çarşamba

Bekir Coşkun: Gidecek yerim yok...


Başbakan Erdoğan'ın 'Ya seveceksin, yada terkedeceksin' anlayışıyla T.C vatandaşlığından çıkmasını tavsiye ettiği Bekir Coşkun, köşesinden Başbakan'a seslendi.

''Ben başka hiçbir ülkeyi sevmedim. Bu yurdun taşını toprağını, sulaklarını, denizlerini, ırmaklarını, yaylalarını, kedilerini, kirpilerini sevdim, tanıksınız.''

İşte Bekir Coşkun'un 'Gidecek yerim yok' başlıklı yazısı:

Gidecek yerim yok
Sabah sabah bizim Uğur Ergan aradı, Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği ile konuşmuş. Uğur 'Abi Başbakan’ın ‘çek git’ ikazı üzerine BM Mülteci Yüksek Komiserliği ile görüştüm.

Türkiye’den kovulma haberini gösterirsen seni mülteci kabul edecekler. Ama bir de işkence-mişkence gibi, darp izi var mı diye soruyorlar...' dedi.
Uğur’a 'var' dedim.

*Aslında gidecek yerim yok. Ben başka hiçbir ülkeyi sevmedim. Bu yurdun taşını, toprağını, sulaklarını, denizlerini, ırmaklarını, yaylalarını, kedilerini, kirpilerini sevdim, tanıksınız.

Bir dal kesildiğinde yanarım.. Ama orman alanını kaçak ev yapan, bana 'Bu ülkeden çek git' diyor. Bir yeşil alan yok edildiğinde çığlık attım, canım yandı, ormandaki bir vaşak öldürüldüğünde oturup ağladım. Ama ormanları '2-B arazisi' diye satmak isteyen Başbakan bana ve benim gibi düşünenlere 'Çekin gidin' diyebiliyor.

*Ben bu ülkeyi severim.Amerika’da okuyan kızlarım yok. Oğluma Washington’da iş vermediler.
Kimse benim için yabancılara gidip 'Delikten aşağı süpüreceğinize kullanın' da demedi, dedirtmedim.

*Ben bu ülkeyi severim. Devrek 125’inci alayda askerliğimi yaptım. Nöbet tuttum. Mataramı parlattım, potinlerimi kaybettim. Askerlikten kaytarmak için rapor-mapor almadım.

*Ama Başbakan 'Çek git' diyor.
Gidemem.Doğrusunu isterseniz bu toplumun göz göre göre dinimizi siyasete alet edenlerin peşine takılması, boşa giden yazılarım, o yalnız kalma duygusu...

Bunların tümü canımı yaktı ve sevgili Uğur’a 'Darp izi yok da, yürek yarası olur mu?' diye sordum.
Olsa da, olmasa da... Benim gidecek başka bir yerim yok...

Coşkun'un Fransız asıllı eşi Andree Coşkun da Başbakan’a bir cevap verdi

Sözleriniz içimi acıttı
Bekir Coşkun’un Fransız asıllı eşi Andree Coşkun da Başbakan’a yanıt verdi: Annem babam bu topraklarda doğdu, bu topraklara gömüldü. Ben bu topraklarda doğdum, burada öleceğim. Sözleriniz içimi acıttı...

Andree Coşkun, Başbakan’ın sözleri üzerine neler hissettiğini Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’e anlattı. 1990’lı yıllarda Fransa Büyükelçisi’nin vatandaşlık önerdiğini, ancak 'Burada yaşamaktan memnunum, çifte vatandaşlığa ihtiyacım yok' diye reddettiğini anlatan Coşkun, 'Sözleriniz içimi acıttı' dedi.

Özkök’ün yazısı şöyle:
Andree 1990’lı yıllarda TRT’de çalışıyordu.
Eşimin de çok yakın arkadaşı olan Seynan Levent’le birlikte 'Akşama Doğru' diye bir program yapıyorlardı.
O program çerçevesinde, Ankara’daki yabancı büyükelçilerle de röportajlar yapıyorlarmış.
O dönemde Fransa’nın Ankara Büyükelçisi François Dopffer’le konuşmak üzere İstanbul’daki konsolosluk rezidansına gitmişler. Andree’nin ailesi Fransa’dan gelip Türkiye’ye yerleşmiş Levanten bir aile.
Dolayısıyla Türkçe’nin yanında Fransızca’yı da anadili olarak konuşuyor.
* * *
Büyükelçi 'Nasıl bu kadar iyi Fransızca konuşuyorsun' deyince, o da 'Ailem Fransız asıllı' demiş.Bunun üzerine Büyükelçi Dopffer, 'Biliyorsunuz çifte vatandaşlık hakkınız var. Belgelerinizi getirirseniz, size ve eşinize Fransa vatandaşlığı veririz' demiş.

Andree, şu cevabı vermiş:'Ben buradaki hayatımdan çok memnunum. Çok mutluyum. Eşim gazeteci. Çifte vatandaşlığa ihtiyacım yok.'
* * *
Özkök, Andree Coşkun’un Başbakan’a şu mesajı iletmek istediğini de yazdı:

'Sayın Başbakan, ben Fransız asıllı bir Türk vatandaşıyım. Sadece ve sadece Türk pasaportu taşıyorum. Bir Türk’e aşık oldum ve onunla evliyim. Bu topraklarda doğdum. Annem babam bu topraklarda öldü. Bu topraklara gömüldü. Ben de bu topraklarda öleceğim. Bu topraklara gömüleceğim. Sözleriniz içimi acıttı, gururumu çok rencide etti.
Cevabım şu: Hayır Sayın Başbakan, bir yere gitmiyoruz. Buradayız.'

Hiç yorum yok: