Prof. Dr. Naci Görür, Gölcük ve Düzce depremleri nedeniyle Marmara Denizi tabanında 240 yılda birikmesi gereken enerjinin 55 saniyede yüklendiğini belirterek, “Bu yükü, Marmara kaldırmaz. En sonuna kadar da dayansa 2029’a kadar bu iş biter” dedi.
Görür, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesince, Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumunda düzenlenen “1999 Kocaeli Depremi’nden Bugüne” konulu sempozyumda bir konuşma yaptı. Görür, 17 Ağustos’ların kendisini üzdüğünü belirterek, “Türkiye’yi yönetenlerin deprem konusunda herhangi bir şey yapmaya niyetlerinin olmadığına artık kesinlikle inandım ve bu defteri kapattım. Biz, bilim adamı olarak araştırmalarımızı yaparız, aklımızın erdiği kadar bildiğimizi söyleriz. İnanılmaz boyutlarda tehlikenin olduğu bir ülkede depreme karşı bu kadar vurdumduymaz davranan, bu kadar uzak duran bir yönetimi, yönetimleri ben tahayyül edemiyorum” diye konuştu.
Bilim için araştırma dışında başka bir yol bilmediğini, ancak ulaştıkları sonuçların bazı kişilerce araştırılmadan yorumlandığını dile getiren Görür, vatandaşların da olumsuz sonuçlara değil, daha olumlu konuşanlara inanma ve önlem almama eğiliminde olduklarını savundu.
Görür, şunları kaydetti:“İşin en tehlikelisi, yöneticilerimiz de buna inanıyor. Bana koskoca İstanbul Valisi, ‘Ya hocam biz neye inanalım’ diye soruyor. İstanbul Valiliği çok güçlü bir makamdır. Ellerinde her türlü istihbarat var. İsterse kim ne yaptı, ne yapıyor bunu bulabilir. Yurt dışından bilim adamları getirirsin, onlara sorarsın. Kaldı ki, biz bunları tüm dünyada yapıyoruz, dünya ekibiyle yapıyoruz. Araştırmalarımızın sonucu tüm dünya bilim çevresinde dolaşıyor. Marmara Denizi’nde depremle ilgili araştırmaları bizim dışımızda yapan tek kimse yok. Ama buna rağmen ne yerel, ne merkezi hiçbir yönetim umursamıyor."
MARMARA DENİZİNDEKİ SON ARAŞTIRMA
Marmara Denizi’nde 12 Mayıs-12 Haziran 2007 tarihleri arasında Fransız L’atalanta gemisiyle araştırma yaptıklarını anımsatan Görür, “Nautile” adlı denizaltı ile bilim adamlarının deniz tabanına 17 yerde dalış yaptıklarını ve her dalışta en az 7 saat kalarak, İstanbul’u tehdit eden fay hattını incelediklerini dile getirdi.
Görür, Marmara’nın deprem konusunda dünyanın en aktif yerlerinden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“1999 Gölcük ve Düzce depremleri İstanbul’u tabiri caizse topun ağzına attı. Eğer bu depremler olmasaydı İstanbul büyük risk altına girmeyecekti. Nedeni şu; Bu depremler Marmara’nın altındaki kabuğu enerjiyle yükledi. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) sağ yönlü bir fay. Körfezin güneyindeki bütün Türkiye Marmara’ya doğru 5.5 metre, 55 saniyede birden yüklendi. Marmara’nın kabuğunda 240 senede birikmesi gereken enerji ve stres 55 saniyede yüklendi. Bu yükü Marmara kaldırmaz.
Bu hesap da yapıldı, ne kadar dayanır, dayansa dayansa, en sonuna kadar da dayansa 2029’a kadar bu iş biter.”
Marmara’da yaptıkları araştırmada deniz tabanının haritasını çıkardıklarını, numuneler ve kaya örnekleri aldıklarını, sismik ölçümler yaptıklarını, video görüntüleri çektiklerini anlatan Görür, Marmara tabanında fay boyunca inanılmaz boyutlarda gaz ve su çıkışı olduğunu belirlediklerini bildirdi.
Görür, “Marmara’nın tabanı fokur fokur kaynıyor. Bütün bu gaz ve su çıkışlarını tespit ettik, haritaladık. Çıkan gaz metan, hidrojen sülfür gazları da var. Su ve gaz çıkışının miktar ve hızını ölçen aletler yerleştirdik” dedi.
Gaz ve su çıkış nedeninin, fayın hareketliliği olduğunu, bunlardaki değişimlerin depreme ilişkin bilgi sağlayacağını belirten Görür, bunların sürekli izlenmesi için deniz tabanına bir denizaltı gözlem istasyonu kurulması gerektiğini ifade etti.
“ARTIK PES ETTİM”
“Bu çalışmayı bitirdikten sonra İstanbul Valisi’ni ziyaret ettiklerini, belediyeden de Deprem Müdürünün geldiğini ifade eden Görür, denizaltı gözlem istasyonu kurulması isteklerini ilettiğini söyledi.
Görür, “Hiç olmazsa bir deneme istasyonu kuralım. Bu istasyon için İtalyanlar ‘parasız verelim, sensör paralarını siz verin’ dediler. ‘Ne kadar’ dedik, 350 bin...
Sayın Vali’ye, Belediye Başkanı’na dedik ki, ’350 bini siz verin.’ Bunlar 450 milyon doları harcayan insanlar. Görüştükten sonra 2 ay geçti, ses yok.
Ben artık pes ettim. Bir bilim adamı olarak teslim bayrağını çekiyorum” diye konuştu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder