25 Eylül 2007 Salı

'Ramazanda sinirlerinize hakim olun’

Ramazan ayında oruç tutan kişilerin uzun süre aç kalmalarından dolayı kan şekeri seviyelerinin düştüğü, buna bağlı olarak sinirlilik ve hiddet eğilimlerinin artabildiği belirtildi.

Klinik Psikolog Yalçın Kireçci, oruç insanların kendi nefislerine ve beden isteklerine hakim olmayı öğrenmek için bir tür antrenman olduğuna göre, oruçlu kişinin de bu bilinçle, ne kadar açlık hissetse de ne kadar kan şekeri düşse de daha dikkatli, aklı başında, hoşgörülü ve anlayışlı olması gerektiğini dile getirdi.

Yalçın Kireçci, oruç tutanlarda, uzun süre aç kalmaları nedeniyle kan şekeri seviyelerinin düştüğünü, bu durumun bazı sıkıntıları beraberinde getirdiğini söyledi.

Özellikle kan şekeri seviyesinin en düşük olduğu akşamüstü saatlerinde, oruçlu kişilerde sinirlilik ve hiddet eğiliminin artabildiğini belirten Kireçci, bu noktada orucun anlam ve amacını bilmenin önem taşıdığını ifade etti.

Kireçci, oruçlu insanın öncelikle bilinçli olması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:“Oruç, insanların kendi nefislerine ve beden isteklerine hakim olmayı öğrenmek için bir tür antrenmandır. Oruçlu insan bu bilinçle ne kadar açlık hissetse de ne kadar kan şekeri düşse de daha dikkatli, aklı başında, hoşgörülü ve anlayışlı olmak zorunda. Zaten insanlar orucun bilincinde olduğu sürece sorun yok. Orucun bilincinde olanlar, bu dönem içinde daha duyarlı ve sakin olmaya kendilerini davet ediyorlar. İnsanlar, inançları gereği oruç tutarlar ve oruçlu olan insan kendini Allah’a daha yakın hisseder. Bu nedenle davranışların daha fazla kontrol altında tutulması gereklidir.”

Genel anlamda aç kalmasında sakınca bulunmayan kişilerin oruç tutmasının, özellikle bilimsel ruh sağlığı açısından oldukça önemli bir kişilik eğitimi anlamına geldiğini bildiren Kireçci, huzurlu, mutlu ve uyumlu bir yaşam için, insanların en güçlü içgüdülerini ya da dürtülerini denetleyebilmelerinin şart olduğunu kaydetti.

Kireçci, oruçlu insanın bütün olumsuz düşünce ve duygulardan arınması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oruçlu insan, bedensel isteklerini belirli bir süre için dinlendirir. Bu da oruçlu insanın kararlı ve tutarlı olmasını sağlar. Oruçluyken kesinlikle bu bilinçten uzaklaşılmamalı. Hatadan, dedikodudan, bütün olumsuz hareketlerden uzak durmaya daha fazla özen gösterilmeli. Oruç, sorun yaşamak için asla bir bahane değildir. Aksine, nefislerin denetlenememesi nedeniyle oluşan kirliliklerin silinmesi için bir fırsattır. En güçlü içgüdü ve dürtü sayılan beslenme içgüdüsünü denetlemek, insana önemli bir yetenek kazandırır. İnsanlar, oruç süresince tüm hayatı, tüm canlıları takdir etmeyi öğrenecek.”

Hiç yorum yok: