31 Ekim 2007 Çarşamba
Benzin ve Motorine Zam
İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakasında 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı da söz konusu istasyonlarda 2,91 YTL'den 2,96 YTL'ye yükseldi.
Ankara'da motorinin pompa fiyatı litrede BP, OPET, Petrol Ofisi ve Shell istasyonlarında 2.35 YTL'den 2.40 YTL'ye, İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakalarında 2.32 YTL'den 2.37'ye yükseldi.
Motorinin pompa fiyatı İzmir'de ise aynı istasyonlarda 2.31 YTL'den 2.36 YTL'ye çıktı.
Dağıtım firmalarının belirlediği tavan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle, şirketler ve şehirlere göre küçük çaplı değişiklik gösteriyor.Bu arada “kalorifer yakıtı” olarak bilinen 4 nolu fuel oilin fiyatı da litrede 4-5 YKr yükseldi.
Buna göre 4 nolu fuel oilin fiyatı, Ankara'da en düşük 1,63 YTL en yüksek 1,67 YTL, İstanbul'un Avrupa yakasında 1,61-1,63 YTL, Anadolu yakasında 1,61- 1,64 YTL, İzmir'de ise en düşük 1,60 YTL en yüksek 1.65 YTL oldu.
Aşırı stres yüzünden aort damarı yırtıldı
30 Ekim 2007 Salı
Bu coşku bir başkaydı
Türk Yıldızları Nefes Kesti
Bir başkadır Cumhuriyet
PKK şiddetten vazgeçmezse Kürtleri de kaybeder
Barzani: "Ben Türk milletinin dostuyum, düşmanı değil. PKK ya şiddetten vazgeçecektir ya da yalnız Türkiye'yi değil, bütün Kürt ulusunu karşısında bulacaktır. Türkiye'nin güvenliği açısından biz Kürtler tehdit değiliz ve olmayız." Barzani: "Onlarca defa söyledim, yine söylüyorum: Silahın, şiddetin zamanı geçmiştir. PKK silah bırakmalıdır. Artık olması gereken barışçı yoldur. Kürt sorunu çözüldükçe PKK da biter. Bize haksızlık yapılıyor."
Hasan Cemal
Kuzey Irak'ta
SELAHATTİN, KUZEY IRAK
Habur'dan geçen cuma günü giriş yaptım Kuzey Irak'a. Sınır kapısının üstünde, "Irak Kürdistan Bölgesi'ne hoş geldiniz" yazıyordu.Irak bayrağı yoktu.Kırmızı, beyaz, yeşil renklerle, ortasında sarı güneş figüründen oluşan Kürdistan yönetimi bayrağı dalgalanıyordu bir tek...
Dört yıllık bir aradan sonra ilk kez geliyorum bu topraklara. Son defa 2003 yılı kasım ayında Bağdat'tan dönerken buralarda bir süre sağa sola bakınarak Türkiye'ye dönmüştüm.Kaç gündür dolaşıyorum.
Erbil, Kerkük, Süleymaniye, Selahattin... Herkesin gözü kulağı Türkiye'de. Radyolarda, televizyonlarda birinci haber de, sonuncu haber de bizimle ilgili.Türkiye operasyon yapacak mı?Sınırlı mı olacak? Yoksa büyük harekât mı? Şantaj mı yapıyor Ankara? Yoksa ciddi mi? Ama konuştuğum herkes, 'kritik bir hafta'ya girildiğinin çok iyi farkında. Onun için de tedirginlik atmosferi gitgide elle tutulur hale geliyor.
Ama bu arada bir nokta hemen her sohbetimde özellikle vurgulanıyor:Operasyon çare değil!'Türkiye kötü haber'Ve şu izlenim şekilleniyor:Halkta, sokaktaki adamın gözünde Türkiye gitgide kötü haber haline geliyor. Kürtlerin arasında Türkiye'ye karşı husumet duyguları yükselmeye başlamış...
Ne yazık ki öyle.
İzlenimlere hafta içinde devam edeceğim. Köşemde önce Kuzey Irak'taki bir numaranın, Irak Kürtdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani'nin gazetemiz Milliyet'e pazar günü yaptığı açıklamalar yer alıyor. Barzani'yle ilk kez 1993'te Dohuk'ta uzun bir görüşme yapmıştım. Son mülakatım ise dört yıl önce 2003'ün kasım ayında yine Selahattin'de gerçekleşmişti. Bu sefer farklı olan, Selahattin'de ve Başkanlık Sarayı'nda güvenlik önlemlerinin olağanüstü sıkılaştırılmış olmasıydı.
Barzani'nin kartal yuvasını andıran karargâhı ve Başkanlık Sarayı dağın tepesinde, Seri Reş'de.
İlginçti. Büyük bir toplantı salonunun ortasındaki upuzun bir masaya karşılıklı olarak oturduk. Kürtçe, Türkçe ve İngilizce bilen dört çevirmen iki yanımıza sıralandılar.
Barzani'nin sağ yanında Başkanlık Divanı Başdanışmanı Dr. Fuat Hüseyin oturuyordu. Barzani arada bir ona danışıyor, onun önüne verdiği notlara göz atıyordu.
Namık Durukan birkaç kare fotoğraf ve görüntü aldıktan sonra dışarı çıktı. Mesud Barzani, Celal Talabani'den biraz farklıdır. Pek güler yüzlü sayılmaz. Genellikle sıkar kendini. Samimiyetini, sıcaklığını ise ancak yüz çizgilerini gevşeterek belli eder. Gülmesi öyle kolay değildir.
"Türkiye'de yangın var!" diye söze girdim. 1 ayda 45 şehit!
PKK'ya karşı ne yapacaksınız diye sordum.
Barzani önce mesajlarını verdi.Tırnak içindeki sözleri şöyleydi:"Ben Türk milletinin dostuyum, düşmanı değil. Türk halkının, Türkiye'nin dostuyum."
"Kürtlerle Türkler kardeştir, öyle kalmalı ve yaşamalıdırlar."
"Aramızda düşmanlık olmamalı."
"Türkiye'nin güvenliği açısından biz Kürtler tehdit değiliz ve olmayız."
"Türkiye'nin de, bizim de ortak çıkarımız birlikte barış içinde yaşamaktır."
"Bize haksızlık yapılıyor. Biz öteden beri Türkiye'yle dostluk istiyoruz ve bunu hep gösterdik Türkiye'ye..."
'PKK silah bırakmalı'
"Onlarca defa söyledim, PKK silah bırakmalıdır diye... Silahın, şiddetin zamanı artık geçmiştir diye... Şimdi de söylüyorum. Silahın, şiddetin zamanı geçmiştir. PKK silah bırakmalıdır. Artık olması gereken barışçı yoldur."
"PKK ya şiddetten vazgeçecektir, ya da yalnız Türkiye'yi değil, bütün Kürt ulusunu karşısına alacaktır."
Mesajlarının özeti böyleydi. Mesud Barzani, Türk kamuoyundaki yangının farkında olduğunu, bundan kaygı duyduğunu belirtiyor.
Şu sözler Barzani'nin:"Türk kamuoyunda sorunun rotasını değiştirmek isteyenler var. Sanki sorunun nedeni bizmişiz gibi bir hava yaratılıyor. Bu doğru değil. Ben hayatım boyunca savaştım. Ama bir gün bile şiddete, teröre inanmadım. Hiçbir zaman da izin vermedim şiddete. Biliyorum askerler öldü, şehit oldu. Bundan dolayı duyduğumuz üzüntüyü acıyı hem kamuoyuna duyurduk hem de şehitlerin ailelerine. Acılarını paylaştık. Şimdi de PKK'nın rehin aldığı askerlerin serbest bırakılmasına çalışıyoruz."
Medyadan yakınıyor
Türk medyasındaki havadan yakınıyor Barzani. Hürriyet'in adını zikrediyor. Bu arada cebinden bir kâğıt çıkarıyor, gözlüğünü taktıktan sonra Ertuğrul Özkök'ün adını okuyor.
Belli çok alınmış...
Sesinde sinirli titreşimler tepki veriyor:"Beni yok etmek çözüm mü olacak?..
Sorunlar bitecek mi?.. Kabul edilemez bir üslup bu. Ben kardeşlikten yanayım. Barış ve dostluktan yanayım. Şiddete karşıyım. Ama halkımın haklarını da sonuna kadar savunurum. Bundan da korkmam. Kimseye boyun eğmem. Şantaj dilini, tehdit dilini sevmem, hiç sevmedim. Ben dostuyum Türkiye'nin. Ama değil Türkiye'den, kimseden de talimat almam."
Mesud Barzani, açıklamaları sırasında Türkiye'de 'askerin tutumu'nu da eleştirmekten geri kalmıyor. Türk kamuoyunun bu noktayı da sorgulaması gerektiğini söylüyor.
Sözlerinin özeti şöyle: "PKK olayı ve saldırılar son birkaç ayın olayı değil ki. Sanki böyle bir hava yaratılıyor. Herkes sorsun kendine. Türk askeri 23 yıldır neden bitirmedi PKK'yı? Bu soruyu da sorun. Şimdi neden bu başarısızlık başkalarına havale ediliyor ki?.."
Barzani, PKK bahane gibi kullanılmakta demeye getiriyor.
Şöyle devam ediyor:"Tecrübe gösterdi ki bu sorun, askeri yolla, savaşla çözülmüyor. Geçmişte yaşadık bunu. Askeri operasyonlar kaç defa yapıldı. Bir ikisine biz de katıldık, ne oldu? Yine sorun devam ediyor. Gelin nedenlerin üzerine yürüyelim. Nedenleri çözmeden, bir sonuç olan PKK'yı çözemeyiz. Yıllar bunu göstermedi mi? Kürt sorununu barışçı, demokratik yollardan çözmek için işbirliği yapalım. Kürt sorunu çözüldükçe PKK da biter."
Bir noktayı belirtiyorum:"PKK'nın terör ve şiddeti, bir yandan derin acılara, kan ve gözyaşına yol açıyor. Ama aynı zamanda demokrasiyi sevmeyenlerin, hukuktan hoşlanmayanların ve Türkiye'nin AB yolunu kesmek ve ABD ile arasını açmak isteyenlerin de değirmenine su taşıyor. Bütün bunların size bir yararı var mı? Demokratik, AB yolunda bir komşu mu istiyorsunuz, yoksa tersi mi? Örneğin Baasçı bir Türkiye mi?"
Barzani, bu sorumu herhangi bir kuşkuya yer bırakmadan yanıtlıyor. Demokrasiyle yönetilen, AB yolunda ve Amerika'nın dostu bir Türkiye'yle komşu olmanın kendi çıkarlarına da olduğunu belirtiyor.
'Erdoğan iyi demeç veriyor'
Soruyorum yine:"Peki, o zaman PKK'yı durdurmak için ne yapacaksınız? PKK, Türkiye'de Baasçıların elini güçlendiriyor."PKK'nın silah ve şiddetten vazgeçmesi gerektiğini yineliyor, şöyle devam ediyor Barzani:"Dökülen kandan elbette ki mutlu değiliz ve hiçbir zaman da mutlu olmayacağız. Kan dökülmesini durdurmak için elimizden geleni yaptık ve yapacağız. Bu çabamızdan da gurur duyacağız. Ama bu arada Türkiye de bir şeyler yapmalı demokrasi çerçevesinde barışçı çözüm için. Bazı adımlar atmalı. Bunların arasında af da düşünülmelidir, dağdakileri indirmek için... Başbakan Erdoğan'ı izliyorum. Bazen çok iyi demeçler veriyor Kürt meselesiyle ilgili, PKK'nın silah bırakıp dağdan inmesi için..."
'Muhatap almadan bir şey isteniyor'
Şöyle devam ediyor Barzani:"PKK geçen yıl da ateşkes ilan etti. Biz de bunun için baskı yapmıştık. Asker ise böyle bir ateşkes ilan edilmemiş gibi davrandı, algısı bu oldu. Barışçı çözüm için bir niyet, bir siyasal irade olursa, yol açılır barışçı çözüme doğru..."
Barzani'nin bir eleştirisi daha var Ankara'ya yönelik:
"Benimle konuşmuyorsun Türkiye olarak. Beni muhatap almıyorsun. Benimle diyalog kurmuyorsun. Sonra da benden bir şey istiyorsun PKK'ya karşı... Bu nasıl iş?.. Bu arada biz de Türkiye'den güvence istiyoruz, bütün bu askeri önlemler bize karşı değildir diye..."
Mesud Barzani, anayasal olarak Irak'ın bir parçası olduklarını belirtiyor. TBMM'den çıkan tezkerenin bu noktayı göz ardı ettiğini söylüyor, soruyor:"Türkiye'nin, Irak'ın Kürdistan bölgesine yönelik düşmanlığı nedir, söyler misiniz? Yoksa esas mesele PKK değil de biz miyiz Ankara'dakilerin gözünde?.."Barzani'nin, Başbakan Erdoğan ve AKP ile asker arasında siyasal bir rekabetin varlığına inanan bir üslubu da var.
Anlaşılan o ki:Hükümetin Kuzey Irak'ta operasyona çekilerek zayıflatılmak istendiğine ilişkin bir soru işaretinin çengeli Barzani'nin zihninde kıvrılıyor.
Bir saati aşan konuşmamızı şöyle bitiriyor Barzani: "Tekrar ediyorum. Ben Türk milletinin düşmanı değil, dostuyum. İşbirliği yapalım ve sorunun barışçı yollardan çözümü için kapıyı açalım. Bunun için, zemini hazırlamak için biz de buradan elimizden geleni yaparız."
Kapının önüne çıkıp bir de ayakta Namık Durukan'a son birkaç kare poz verdikten sonra Mesud Barzani'yle vedalaşıyoruz.
Bu topraklardan izlenim ve röportajlara devam edeceğim. Yarınki yazı başkent Bağdat'tan...
DTP ile asker ilk kez aynı resepsiyonda
Gül'ün ilk 29 Ekim resepsiyonundan notlar şöyle:
Gül, resepsiyon için gönderdiği davetiyelere sadece koyu renk elbise şartı koydu. Gül, böylece resepsiyon davetiyelerindeki 'smokin' ifadesini kaldırdı. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer dönemindeki resepsiyonlar için gönderilen davetiyelerde, öncelikle 'smokin' giyilmesi ibaresi bulunuyordu. Bunun yanı sıra 'koyu renk elbise' giyilebileceği de belirtiliyordu.
Meclis'teki kabule, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da milletvekillerinin çoğunluğu ilgi göstermedi. CHP, Gül'ü protesto kararı çerçevesinde kutlamaya gelmedi. AKP grubundan da katılım düşük oldu.
MHP lideri Devlet Bahçeli, MHP'liler Oktay Vural, Deniz Bölükbaşı, Mehmet Şandır'la katılırken, DSP'li Ahmet Tan ve Recai Birgün de resepsiyonda hazır bulundu.
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, ÖDP lideri Ufuk Uras, Bağımsız Rize Milletvekili Mesut Yılmaz katılmadı
DTP Grup Başkanı Ahmet Türk ile DTP'li milletvekilleri Sırrı Sakık ve Selahattin Demirtaş resepsiyona katıldı. Askerler ile DTP'liler salonda birbirinden en uzak köşelerde durdu.
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in katılmadığı resepsiyonda, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, YSK Başkanı Muammer Aydın, bakanlar ve elçiler de hazır bulundu.
Resepsiyona, Türkiye Musevileri Hahambaşı İshak Haleva, Ermeni Patriği II. Mesrob Mutafyan da katıldı.
26 Ekim 2007 Cuma
Kanserli hücreye buz topu
Kürt temsilcilerin de bulunduğu Irak heyetine "soğuk" karşılama
Barzani'nin temsilcisi heyette
Irak Savunma Bakanı Cassim'in başkanlık ettiği heyette Irak merkezi hükümetinden Irak İç Güvenlik Bakanı Şirvan El Vaili, Irak İstihbarat Başkanı General Faysal Doski, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Aydın Halit, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ledid Abbasi, Savunma Bakanlığı sözcüsü Muhammed Askeri ve Dışişleri Bakanlığı danışmanı Refik Abbavi yer aldı. Irak heyetinde Timothy Stewart isimli bir Amerikalı binbaşının yer aldığı bildirildi.
Heyette daha önce Türkiye'ye gelen "Irak hükümet heyetlerinde" yer almayan Kuzey Iraklı Kürt siyasi gruplardan iki temsilci de katıldı. Irak'taki yerel Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani'nin başkanlığını yaptığı Kürdistan Demokrasi Partisi (KDP) Dış İlişkiler Temsilcisi Seffin Dizai ile Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin başkanlığını yaptığı Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Polit Büro Temsilcisi İmad Ahmed'in bugünkü görüşmelere katılması bekleniyor. Dizai Milliyet'in sorusu üzerine, "Irak heyetinin bir parçası olarak buradayım" dedi.
İki bakanı bir müdür vekili karşıladı
İkisi bakan 9 kişilik Irak heyeti Esenboğa'nın VIP salonunda müsteşar ya da müsteşar yardımcısı yerine sadece Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan karşılarken Dışişleri Bakanlığı'ndan başta Irak Özel Temsilcisi Oğuz Çelikkol olmak üzere hiçbir yetkilinin de bulunmaması dikkat çekti. Heyete tahsis edilen makam araçların da Dışişleri Bakanlığı yerine Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından karşılandığı öğrenildi.
Ankara kabul etti
Kürt grupların temsilcilerinin heyette yer alması konusunda Dışişleri Bakanlığı sözcülüğü, "Zaten bu grupların Ankara'da temsilcilikleri var ve dönem dönem Ankara'ya geldiklerinde Dışişleri Bakanlığı'yla görüşüyorlar" değerlendirmesini yaptı. Irak kaynakları da Kürt temsilcilerin heyette yer alması üzerinde Babacan'ın Bağdat ziyareti sırasında mutabakata varıldığını belirtti.
Görüşmeler sabaha kaldı
Güvenlik gerekçesiyle Polisevi'nde kalan heyetin burada Türk heyetiyle dün akşam yapması beklenen yemekli toplantının da bu sabaha ertelendiği öğrenildi. Heyet de bunun üzerine Irak Büyükelçisi Sabah Ümran'ın evinde verdiği yemeğe katılmakla yetindi.
Irak'ta her yerde terörist var
Savunma Bakanı Cassim gece yaptığı açıklamada, "Somut adımlarla geldik, somut adımlar teklif edeceğiz" diye konuştu. Görüşme programlarının henüz belli olmadığını belirten Cassim, terör örgütü elebaşlarını teslim edip etmeyeceklerinin sorulmasına net bir yanıt vermeyerek, "Irak’ta her yerde terörist bulunduğunu" belirtti.
PKK'lılar ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor
Irak yönetimi ve ABD, PKK'lı teröristlere ulaşamayacaklarını söylerken AP haber ajansının dün Türkiye sınırı yakınlarında çektiği bir fotoğraf gerçeği tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi.
Anayasa paketine CHP itiraz edecek
CHP'nin itirazları şöyle:
TBMM, 22. dönemde paketle ilgili iradesini ortaya koymuş, ancak, cumhurbaşkanı bunu referanduma göndererek halkın iradesine başvurmuştur. Değişiklik, vekil iradesinden çıkıp halkın onayına sunulmuştur.
Referanduma sunulacak paket yasalaşmadan, pakette yeni düzenleme yapılmıştır. Üzerinde oy kullanma işlemi başlamış olan pakette değişiklik yapılmış, geçici maddeler ortadan kaldırılmıştır.
Bir düzenleme yapılırken mevcut (görevdeki) kişilerin statüleri etkileniyorsa, konumlarının ne olacağı geçici maddelerle gösterilmelidir.
Bütün süreç fiilen yeni bir içtüzük ihdası anlamına gelmektedir. Yetki gaspı da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Çarşı'dan ağır mesaj
30 cesetle kaçtılar
Genelkurmay Başkanlığı, Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’ne bağlı Derecik köyü yakınlarındaki Yeşilova Hudut Karakolu’na saldırmaya kalkışan 80-100 kadar terörist grubunun püskürtülmesiyle ilgili dün açıklama yaptı. Açıklamada 30’dan fazla teröristin öldürüldüğü 25’inin de yaralandığı kaydedildi. Doğan Haber Ajansı’nın önceki gün verdiği, dünkü gazetelerde de yer alan, ’PKK’nın ikinci baskını püskürtüldü’ başlıklı haberdeki PKK’lı teröristlerin, salı akşamı Şemdinli’nin Derecik yakınlarındaki Yeşilova Jandarma Karakolu’na saldırı girişiminin detayları Genelkurmay Başkanlığı açıklamasıyla belli oldu.
ANINDA YOĞUN ATEŞ
Genelkurmay açıklamasında, 23 Ekim 2007 günü saat 22.00 sıralarında, Türkiye-Irak sınırı üzerinde konuşlu Yeşilova Hudut Karakolu’ndaki güvenlik güçlerinin, saldırı hazırlığındaki kalabalık bir terörist grubu yoğun ateş altına aldığı belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: "23 Ekim 2007 günü, saat 22.00 sıralarında, Türkiye- Irak sınırı üzerinde konuşlu Yeşilova Hudut Karakolu tarafından, kalabalık bir terörist grubu saldırı hazırlığı halindeyken tespit edilmiş ve terörist grup tank, topçu ve diğer ağır silahlarla anında ve yoğun ateş altına alınmıştır. Irak topraklarına kaçmaya başlayan terörist grup, ateşle takip edilmiştir. Olaydan sonra bölgedeki kaynaklardan ve diğer vasıtalardan elde edilen istihbarat bilgilerinden, 30’dan fazla teröristin etkisiz hale getirildiği değerlendirilmiştir. Arazi arama ve tarama faaliyetleri devam etmektedir."
Erdoğan'dan Rice'a cevap
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Condoleezza Rice'ın açıklaması çok farklı şekilde geliyor. Bizim sınır ötesi operasyon yapmamamızı temenni edebilirler ama yapmamız gerektiğinin kararını biz veririz” dedi.
Erdoğan, Bükreş'teki Victoria Sarayında Romanya Başbakanı Calin Popescu Tariceanu ile yaptıkları ikili görüşmeler ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın “Kuzey Irak'a girmeyin, üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz” şeklindeki sözlerinin “yeni bir gelişmenin habercisi olup olmadığı”na ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi:
“Tabii, Condoleezza Rice'ın açıklaması çok farklı şekilde geliyor. Bizim sınır ötesi operasyon yapmamamızı temenni edebilirler ama yapmamız gerektiğinin kararını biz veririz. İnsana sormazlar mı? 'Amerika, on binlerce kilometre öteden Irak'a niye geldi? Bir rahatsızlığı mı var?' Amerika'nın Irak'tan ne rahatsızlığı var? Şu anda stratejik bir müttefik olarak Amerika bizimle hareket etmek durumundadır. Onlarla Afganistan'da beraber hareket ettik.
Dolayısıyla, gerek şahsım, gerekse Cumhurbaşkanımız... Başkan Bush'la, Condoleezza Rice'la yaptığımız görüşmelerde bunları kendilerine ilettik. Ulusal bazda da uluslararasında da yapmamız gereken neyse bu konuda, terörle mücadele bugüne kadar attık, şimdi de bu adımı atmaya mecburuz ve atacağız.”
25 Ekim 2007 Perşembe
Kalp hastalıklarında Avrupa birincisiyiz
Türkiye'yi yüzde 17.2 ile Romanya, yüzde 16.9 ile İngiltere ve Fransa, yüzde 16.7 ile Belçika takip etti.
22 ülkede yapılan 3. Euro Aspire (Kalp Krizini Azaltmak İçin Avrupa Çapında Önlem Girişimi) araştırmasına Türkiye'den de 700 hasta katıldı.
Araştırma sonuçlarında, Türklerin genç yaşta kalp krizi geçirmesinin en önemli nedeni olarak sigara gösterildi. 22 Avrupa ülkesinden en fazla sigara tüketen ülkelerin Türkiye ve Güney Kıbrıs olduğu saptandı. Sigara tüketimi dışında kilo fazlalığı, hareketsizlik, kan basıncı yüksekliği gibi sorunların da etkili olduğu belirlendi. Kalp krizi geçirdikten sonra hastaların yüzde 50'sinin de sigara içmeye devam ettiği ve yarısının egzersiz yapmadığı ortaya çıktı.
Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol, her gün 30 dakika yürüyüş yaparak, bol sebze ve meyve tüketerek ve sigaradan uzak kalarak kalp krizi riskinin yüzde 25-40 oranında azaltılabileceğini vurguladı.
Doğru beslen, spor yap, kalbini koru
İsveç'in başkenti Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü'nden Dr. Agneta Akesson ve arkadaşlarının yapıtğı araştırmaya göre, doğru beslenme, az alkol, fiziksel olarak etkin olmak, sağlıklı bir kiloda kalmak ve sigara içmemek, kadınlarda kalp krizi riskini önemli oranda düşürüyor. Uzmanlara göre,günde 5 gram ya da daha az alkol alan kadınlarda, daha az sağlıklı beslenenlere göre, ilk kalp krizi riski yüzde 57 oranında azalıyor.
İstanbul Modern’de Özpetek filmleri
NATO savunma bakanları Türkiye’yi konuştu
NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, üye 26 ülkenin Türkiye’ye dayanışmasını gösterdiğini söyledi. Türk hükümetinin şimdiki koşullarda soğukkanlı davrandığını kaydeden Scheffer, NATO’nun Ankara’ya itidal çağrısı yaptığını da kaydetti.
Alman Savunma Bakanı Franz Josef Jung, şiddet olaylarının durdurulması için herşeyin yapılması gerektiğini söyledi.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün de katıldığı NATO savunma bakanlarının resmi gündeminde ise Afganistan var. Afganistan için daha fazla asker ve teçhizat isteyen ABD yönetimine 9 ülkenin olumlu yanıt verdiği belirtildi.
Almanya ve Fransa da Afganistan’daki NATO gücüne katkılarını artıracaklarını açıkladı. Afganistan’da şu anda 40 bin NATO askeri bulunuyor.
İlkokullarda yemek neden yasak?
Belçika'da PKK terörüne karşı gösteride 100 yaralı
Türkiye'da terör örgütünün son saldırılarının ardından Belçika'nın başkenti Brüksel'de tepki gösterileri düzenleyen 800 kadar Türk ile polis arasında meydana gelen çatışmalarda 100 kişi yaralandı.Üç kişi otomobilleriyle polis aracına çarptıktan sonra cinayete teşebbüsten tutuklandı. Araç içindeki üç polis hastaneye kaldırıldı.
Küçük Türkiye olarak bilinen Schaerbeek ve Saint-Josse mahallelerindeki çatışmaların yatıştığı bildiriliyor. Kimileri maskeli olan göstericilerin polisleri taşladığı belirtildi. Türk göstericilerin Kürtler aleyhine solganlar attığı da bildirildi.
Barzani’ye 400 milyon dolarlık darbe planı
MİLLİ Güvenlik Kurulu (MGK) terör örgütü PKK’ya karşı önlem almayan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne karşı ekonomik yaptırım uygulanması için düğmeye bastı. Öncelikle Habur Sınır kapısından geçişler ağırlaştırılacak. Irak’a ihracat Suriye üzerinden yapılarak Barzani denetimindeki bölge by-pass edilecek ve Kürt lider yılda 400 milyon dolarlık zarara uğratılacak.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ilk kez başkanlık ettiği dünkü MGK, Bakanlar Kurulu’na ekonomik yaptırımlar uygulanmasını tavsiye kararı aldı. MGK sonrası yayınlanan dört maddelik MGK bildirisinin üçüncü maddesinde, "Bölgede bölücü terör örgütünü doğrudan veya dolaylı şekilde destekleyen gruplar üzerinde öncelikle alınması gereken ekonomik tedbirlere ilişkin olarak Bakanlar Kurulu’na tavsiyede bulunulması kararı alınmıştır" denildi.
TÜRK İŞADAMLARI GÖZETİLECEK
Toplantıda ekonomik yaptırımlarla ilgili raporlar kurul üyelerine sunuldu. Buna göre Irak’a ihracat yapan Türk işadamlarının zarar görmemesine özen gösterilecek. Irak’a iniş için Hatay-Cilvegözü, Urfa-Akçakale, Nusaybin ve Kilis-Öncüpınar kapıları kullanılacak. Suriye’den de bu kapılar için hazırlık yapması istenecek. Habur’dan ise çoğunlukla ABD’nin ihtiyaç duyduğu lojistik desteğin geçişine imkan sağlanacak.
OPERASYON HAZIRLIĞI
MGK bildirisinin ikinci maddesinde "Tezkerenin TBMM’de kabul edilmesi sonrası alınacak siyasi ve askeri tedbirler" vurgulandı. Irak dosyası her boyutuyla açılırken, asker taraf, bölgede yürütülen operasyonlar, olası sınır ötesi operasyon için yapılan hazırlıklar hakkında bilgi verdi. Dışişleri Bakanı Ali Babacan da Irak’taki temasları hakkında bilgilendirdi.
HALKA İTİDAL ÇAĞRISI
Halka yönelik itidal çağrısı ise bildirinin ilk maddesine, "Birlik ve beraberliğimizi zedelemeyi amaçlayan terör saldırılarına karşı halkımızın her zaman olduğu gibi sağduyusunu koruyacağına ve kardeşlik duygusuna zarar verecek davranışlardan kaçınarak teröre gereken yanıtı vereceğine olan inanç bir defa daha vurgulanmıştır" sözleriyle yansıdı.
ERMENI TASARISI KABUL EDILEMEZ
MGK, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen sözde Ermeni soykırım tasarısını da görüştü. Bildirinin dördüncü maddesinde "Söz konusu tasarının hiçbir gerekçeyle mazur gösterilemeyeceği ve kabul edilmeyeceği vurgulanmıştır" denildi.
Gül başkanlığında ilk MGK
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün Milli Güvenlik Kurulu’na ilk kez başkanlık ettiği için basının görüntü almasına izin verildi. Toplantıyı izleyen basın mensuplarının kalabalık olması nedeniyle önce foto muhabirleri, ardından da kameramanlar görüntü aldı. Kuvvet komutanlarının önlerinde kalın dosyalar olduğu görüldü.
Rice: Sakın girmeyin
"Sakın girmeyin, biz gerekini yapacağız."
Bu arada "Rice'ın 'gerekini yapacağı' sözünün yine bir oyalama olup olmadığı Ankara'da tartışılıyor.
ÇOK ZORLU 72 SAAT GEÇİRDİK
Condoleezza Rice, ABD Temsilciler Meclisi'nin Dış İlişkiler Komitesi'nde yaptığı konuşmada, PKK terörü ve Türkiye'nin olası sınır ötesi operasyon ihtimalini değerlendirirken, “Son 72 saat çok zor geçti. Pazar günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile konuştum, aynı zamanda Iraklı Kürtlerle de konuştum. Daha önce de söylediğimiz gibi, Irak, PKK terörizminin Türkiye'ye zarar vereceği bir yer olmamalı. Iraklılar ve Türkler, olağanüstü çaba göstermeli” dedi.
Rice, Başbakan Erdoğan ile konuşmasında, ABD'nin bu meseleyi son derece ciddiye aldığını söylediğini belirtti. Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Irak'taki temaslarına da değinen Rice, Irak'tan Türkiye'ye üst düzey bir heyetin gideceğini kaydetti.
SİZ KESİNLİKLE GİRMEYİN BİZ, ÇÖZERİZ
Türkiye ve Irak'ın bazı ortak tedbirler üzerinde çalıştığını belirten Rice, Iraklılar'ın, PKK ofislerini kapatacaklarına, PKK teröristlerine hareket kabiliyeti sağlanmasına izin vermeyeceklerine işaret etti. Rice, şunları söyledi:“Bir dizi tedbirimiz var. İnanıyoruz ki, bu tedbirler alındığı takdirde bu meseleyle başa çıkılmasına yardım edecek. Türkiye, ABD ve Irak'ın içinde olduğu üçlü bir mekanizmamız var. Hemen bazı adımlar atılması yönünde harekete geçiyoruz ki, sınırdan terörist saldırıları engelleyelim.”Rice, bunun bölgenin dağlık olması nedeniyle biraz güç olduğuna işaret etmekle birlikte, “Iraklılar bu meseleyi ciddi biçimde ele alıyor. Biz de öyle. Türkleri bu tür saldırıların bir daha olmasını engelleme yönünde yapabileceğimiz ne varsa yapacağımız yönünde temin etmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
PKK'nın terörist bir örgüt olduğunu ifade eden Rice, şöyle devam etti:“Türkler, Irak'a sınır ötesi müdahale gerçekleştirmemeli. Bu tür bir karşılık vermenin, sınır ötesi operasyonların, istikrarı bozucu etkisi olacağı yönünde uyardık. Ve herkesi, bu terörist probleme, kuzey Irak'ı istikrarsızlaştırmayacak şekilde bir çözüm bulunması yönünde birlikte çalışmaya cesaretlendirdik.”
Rice, PKK sorunuyla çok uzun dönemden beri aktif olarak ilgilendiklerini ancak son saldırıların ardından durumun çok yakından takip edildiğini belirtti. Rice, “Türkler tarafından sınırın diğer tarafındaki herhangi bir çabanın, duruma yardım edeceğine inanmıyoruz. Ancak Iraklıların, bu saldırıların gerçekleşmesini önlemede ellerinden gelen herşeyi yapma yükümlülüğü var” dedi.Türkiye'nin şu sırada Irak sınırı içinde zaten operasyon yaptığı yönündeki bir soruya karşılık Rice, sınırda bazı faaliyetlerin sürekli olduğunu ancak ABD'nin, Türkiye'ye, “Irak'a büyük çaplı bir müdahalenin, sadece daha fazla istikrarsızlığa yol açacağını” söylediğini ve PKK problemine çözüm için Türklerin, Iraklılar ve Kürtlerle çalışması gerektiğini ifade ettiklerini aktardı.
Hepimiz Beşiktaşlıyız
Fırıldak Talabani
24 Ekim 2007 Çarşamba
Sis, gözcüleri kör etti
milliyet-BARKIN ŞIK Ankara
Hakkâri'nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca köyünde konuşlu piyade taburunun emniyetini sağlayan Keritepe ve Beytepe'deki toplam 70 kişilik birliğe 21 Ekim'de baskın düzenleyen PKK'lıların, 1 gün önce sınırın Irak tarafına 9 katır eşliğinde geldikleri öğrenildi.
Milliyet'in aldığı bilgilere göre, PKK'lıların Dağlıca'da yaptığı baskın öncesinde ve çatışmalar sırasında şu gelişmeler yaşandı: 150-200 kişilik bir terörist grubu, 20 Ekim'de Kuzey Irak'taki mağaralara 9 katırla geldiler. Sınırdan 2 kilometre uzaklıktaki mağaralarda günü ve geceyi geçirdiler.
Sızmaları görüntülendi
Bulundukları mağaralar Dağlıca taburuna 6 kilometre uzaklıktaydı. Dağlıca taburu, PKK'lıları topçu ateşine tuttu, ancak topların menzili söz konusu noktaya yetişmedi. Keritepe'deki gözcü grubu PKK'lıları görüntüledi. Teröristler 21 Ekim'de katırlardan mühimmat ikmali yaptılar ve akşam saatlerinde sınırdan sızmalar başladı. PKK'lıların sızmaları da termal kamera ve gece görüş dürbünü ile tespit edildi. Teröristler bu sırada silahların menzili dışında bulunuyorlardı. İlerleyen saatlerde rakımı fazla olan tepeyi sis bastı ve hava soğudu. Termal kamera ve gece görüş dürbünü sis nedeniyle iyi görüntü vermemeye başladı.
Üç koldan saldırı
Havanın soğuk olması Keritepe'deki gözcü grubunun gözetleme yapmasını da olumsuz yönde etkiledi. Saat 00.20'deki baskından 2-3 saat önce PKK'lılar taciz ateşine başladılar. Taciz ateşine taciz ateşiyle karşılık verildi. Keritepe'de 50, Beytepe'de 20 Türk askeri bulunuyordu. Teröristler mevzilere üç koldan saldırdılar. Saldırılarını tepenin uçurum kısımlarından gelerek gerçekleştiren teröristler, askerlerin bulunduğu mevzilere 10 metreye kadar yaklaştılar. Bu sırada mevzilere el bombaları fırlatmaya başlayan teröristler, aynı zamanda aşağı bölgedeki Şehri Köprüsü'nü havaya uçurarak, taburdan destek gelmesini engellediler.
Saçmalı bomba attılar
Mevzilerdeki çatışmalar zaman zaman namlu namluya denilebilecek ölçüde yakın mesafede gerçekleşti. Ellerinde M-16 otomatik makineli tüfekler bulunan teröristler, el bombalarının içine, tesirinin artması amacıyla saçma doldurmuşlardı.
Çatışmalar sabah 04.30'a kadar sürdü. Çatışma sırasında 8 asker PKK'lılar tarafından teslim alındı. Uzman çavuş dışındaki askerlerin bölgeye yeni giden askerlerden olduğu öğrenildi. Teröristler Kobra helikopterlerinin gelmesiyle birlikte kaçmaya başladılar. Helikopterlerden 2'sinin PKK'lıların açtığı ateş sonucu isabet aldığı, ancak üslerine döndüğü de öğrenildi.
Göğüs göğüse çarpıştık
'Beni öldü sandılar'
Atatürk'ün görülmemiş fotoğrafları
Sergide; Atatürk görseli içeren poster, rozet, yaka kartı, kravat iğnesi, takvim, ajanda ve anahtarlık gibi ürünlerin yanı sıra Atatürk’ün hayatını ve Cumhuriyet Devrimleri’ni içeren kitap ve DVD çalışmaları da Carousel AVM’de satışa sunulacak.
Satışlardan elde edilen gelir ise Atatürk Vakfı’ndaki çocukların eğitimi için kullanılacak. Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde sergiyi inceleyen ziyaretçiler, hem Atatürk’ün özel fotoğraflarını görme şansını yakalayacak hem de satın aldıkları ürünlerle vakıftaki çocukların eğitimlerine yardımcı olmanın mutluluğunu yaşayacak.
TTNet Beykoz'dan anlamlı bağış
TTNet Beykoz Kulübü Başkanı Zeki Aksu, Efes Pilsen maçında elde edilen bin 250 YTL gişe hasılatının İş Bankası Beyoğlu Şubesi 1716583 no'lu Mehmetçik Hesabı'na yatırıldığını açıkladı.
Aksu, birlik beraberliğin çok önemli olduğu bu günlerde ellerinden geldiği kadarıyla Mehmetçik Vakfı'na destek olmaya çalıştıklarını belirterek, “Kamuoyununun bu kampanyaya göstermiş olduğu ilgiye bir spor kulübü başkanı olarak teşekkür ediyorum.
Ayrıca yönetim kurulu üyelerimiz de şahsi bağışlarını İş Bankası'nın Mehmetçik Vakfı hesabına yapacaklar” dedi.
PKK bürolarını kapatıyoruz
Irak’ın Şii kökenli Başbakanı Nuri el Maliki, terör örgütü PKK’nın ülkedeki bürolarını kapatacaklarını açıkladı.
Orgenaral Büyükanıt'tan mesaj var
Yaz saati uygulaması sona eriyor
Saatler ne zaman geri alınacak?
28 Ekim Pazar günü Saat 04.00'de saatler 1 saat geri alınacak.
Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla yapılan uygulamaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı, 7 Mart tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştı.
Buna göre yaz saati, bir başka deyişle ileri saat uygulaması, 25 Mart Pazar günü saat 03.00'de saatlerin bir saat ileri alınarak 04.00'e getirilmesiyle başlarken, 28 Ekim Pazar günü saat 04.00'de saatlerin 1 saat geri alınmasıyla sona erecek.
Mehmetçik, Irak'ın 50 km içine girdi
Türk askeri Hakkari'de Mehmetçik'e karşı hain saldırıyı gerçekleştiren teröristleri etkisiz hale getirmek için “sıcak takip” çerçevesinde Irak'a girdi. Türk F-16'ları, Irak sınırının 50 kilometre güneyindeki terör kamplarına nokta atışları yapıyor. Topçular, terörist yuvalarını döverken, kara birlikleri ve Sikorsky helikopterler de Kuzey Irak içlerinde sıcak takip harekatına katılıyor.
Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, AK Parti grubundaki konuşmasında, PKK'ya yönelik sıcak takip operasyonlarının devam ettiğini, sınırdan 20 kilometre içeride bulunan birliklerimizin takviye kuvvetlerle birlikte güneye kaydırıldığını söyledi.
Meclis'ten alınan tezkere sonrası hükümet, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK), Irak'a sınırötesi operasyon yapılmasına yönelik yetki verdi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AK Parti MYK toplantısında “TSK'ya gir yetkisi verildi. Zamanını ve kapsamını TSK belirleyecek” dedi. Bu yetkiyle birlikte Mehmetçik'in “sıcak takip” çerçevesinde Irak sınırından içeriye 50 kilometre kadar girdiği öğrenildi.
İNTERNET MEDYASINA ÇAĞRI!
Terör örgütü, cephede Mehmeteçiğe kurşun sıkarken bir başka hedef olarak da milli birliğimizi ve moral değerlerimizi hedef aldı. Haber7, internet medyasına bir çağrı yapıyor.
Terörün her türlü silahı kullandığı bir dönemi yaşıyoruz.
Kanlı PKK, yalnız sınırlarımızdan sızıp cephede Mehmetçiğe kurşun sıkmıyor. Elindeki her türlü silahı kullanarak toplumsal yapımızı tahrip etmek istiyor.
Ne var ki bunların en başında propaganda silahı geliyor. Bu araç, Mehmetçiğe sıkılan silah kadar etkili. Çünkü, doğrudan doğruya bin yıldan bu yana birada yaşamış olan iki halkı birbirine karşı düşürmeyi hedef alıyor.
Güneydoğu’dan gelen her şehit cenazesi, haklı olarak teröre olan öfkemizi kabartıyor. İşte tam da bu noktada, terör örgütü en güçlü silahını devreye sokmak istiyor. Provokatif eylemlerle iki halkı birbirine karşı harekete geçirmek istiyor.
Bütün Kürt halkını, terör örğütü ile aynı kefeye koydurmanın hesaplarını yapıyor
Şimdi bu propaganda silahlarına bir yenisi daha eklendi.
Hakkari Dağlıca’da kaçırılan 8 askerimiz, yüreğimizdeki yarayı en acı bir şekilde kaşımak için kullanılmak isteniyor.
Dünden itibaren bu silah çok acı bir şekilde ateşlenmeye başlandı. Eminiz ki bundan sonra çok daha farklı yöntemler kullanılacak.
Türk hükümeti, RTÜK aracılığıyla radyo ve televizyonların bu oyunun aleti olmaması için gereken adımı attı.
Hakkari Dağlıca’daki olaylarla ilgili yayın yasağı koydu. Ne var ki, internete getirilmiş böyle bir yasak bulunmuyor.
Haber7, sağduyulu internet sitelerine bir çağrı yapıyor. Gelin “Bu oyuna alet olmayalım” diyoruz.
Terör örgütünün, kendi yandaş haber ajansları aracılığıyla servise koyduğu ve amacı belli olan haber ve görüntülere yer vermeyelim. Bu oyunu birlikte bozalım. Terör örgütüne verilecek mücadelenin tek elden yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kontrolünde ve onun koordinatörlüğünde yürütülmesine yardımcı olalım.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dediği gibi teröre cephe mücadelesini devlet yapmalı.Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın ifade ettiği gibi tepkimiz hiç zaman şiddete dönüşmemeli.
Sivil halk olarak, varakımız en büyük silahımız olmalı.
Haber7
Yılmaz Özdil 23.10.2007 Hürriyet
70'li yıllardı galiba...
Çok izlenen bir "komedi" filmi vardı.Zeki Alasya, mahallenin bitirimi Metin Akpınar'ın kız kardeşine musallat oluyor, geceleri gizli gizli çatılarda dolaşıyordu.Tıkır tıkır sesler duyulunca, komşular endişeleniyordu. Çünkü "Kasımpaşa Canavarı" diye bir şehir efsanesi var...
Ahali "acaba o mu" diye korkuya kapılınca, Metin Akpınar, karizmasını çizdirmemek için hep şu lafı ediyordu:"Kedidir o, kedi..."
*Talabani, bizim Başbakan'a cevaben "kedi bile teslim etmem" deyince, bu geldi aklıma, her nedense.*
Neyse...
Mesaj yağıyor telefonuma:"Bu gece saat 21.30'da şehitlerimizin anısına, lambaları söndüreceğiz."
Çevirdim numarayı, aradım Duhok'taki arkadaşımı...
- Lambalar yanıyor mu?
- Yanıyor.
- Elektriğiniz var yani?
- Var.
Burada millet, çaresizlikten, lambalarını söndürüyor...
Oradakiler, Türkiye'nin verdiği elektrikle aydınlanıyor. Hálá.
*Telekom'un üç tane kablosu koptu diye, ortalığı ayağa kaldırdılar, grevdeki işçilerimize "terörist" muamelesi yaptılar, utanmadan...
Barzani'ye elektrik veriyoruz, kablolar sapasağlam, çıt yok!*
Üstelik...Hakkári'deki saldırıdan sonra nereleri bombalıyor topçumuz?
Duhok kırsalını.
Niye?
Duhok'a kaçıyorlar çünkü.
Bitmedi...
Duhok'ta üniversite var. Binalarını, yollarını, kanalizasyonunu biz yaptık. ÖSS'yi kazanamayan bölge gençleri, bu üniversiteye kabul ediliyor. Sınavsız. Yurtlarında barınmaları sağlanıyor. Ücretsiz. Üstüne de, 200'er dolar harçlık veriliyor.
Elektriği kimden?
Bizden.
*Veya şöyle bakalım...
Kaç şehit verdik 23 yılda?
1 tugay.
Ortalamasına bakarsan, 23 yılda, her ay 16 şehit vermişiz.
Bu ay?
32.
Şırnak ve İzmir'de katledilen sivil vatandaşlarımızı ekle...
45.
23 yıl ortalamasının 3 katı.
Ne deniyor hálá?
"Gerekirse..."
*Anlaşılıyor ki, 5 Kasım'da Bush ile görüşmeden, gerekip gerekmediğini bilemeyeceğiz!
Peki....
Kasım'da hava nasıl orada?
Eksi 15.
Aralık'a kalırsa...
Eksi 21.
Kar kalınlığı 2 ila 5 metre.*
5 Kasım'dan sonra harekátı bilmem ama, güzel güzel ski yaparsın oralarda anca, ski.
*Onun için, takırtı falan duyduğunuzda geceleri, sakın endişelenmeyin boşuna...
Kedidir o, kedi.